Türkiye’yi ‘dünyadan kopuk’ konuşma açmazı
Çin'in 'kuşak-yol' stratejisine alternatif olarak, ABD'nin geçtiğimiz nisan ayından itibaren ve bilhassa Birleşik Krallık'ın ev sahipliğinde geçtiğimiz haziran ayında gerçekleştirilen G7 Liderler Zirvesi'nde daha detaylı gündeme getirdiği 'daha iyi bir dünyayı yeniden inşa et' projesi (B3W) de dikkate alındığında, AB Komisyonu'nun açıkladığı 'Küresel Geçit' (Global Gateway) projesiyle birlikte, küresel aktörlerin yürüttüğü ve duyurduğu geniş kapsamlı altyapı ve üst yapı proje sayısı 3'e çıkmış oldu. ABD'nin B3W kapsamında, ocak ayında açıklaması beklenen 10 altyapı projesi için Ekvator, Panama, Kolombiya, Senegal ve Gana gibi ülkeler öne çıkıyor.
AB tarafı ise biri batıdan doğuya (TEN-T), diğeri kuzeyden güneye (TMNT) olmak üzere, bilhassa Kuzey, Güney ve Doğu Akdeniz'i kapsayacak son derece geniş bir ulaşım ve altyapı yatırımı hamlesinden söz etmekte. Bu boyutları ile baktığımızda, dünyanın önde gelen ekonomik güç merkezleri arasında ciddi bir altyapı rekabeti, hatta 'altyapı savaşları'nın hız kazandığını söyleyebiliriz. Oysa, Türkiye'nin gündemine baktığımızda, dünyanın küresel güç merkezleri arasında hız kazanmış bu rekabet sürecinin Türk siyasetinin ve Türk medyasının gündemine yeterince yansımadığını gözlemliyoruz. Türkiye'nin gündemi 'dünyadan kopuk' bir konuşma açmazı yaşıyor. Türkiye'nin son 10 yılda hayata geçirdiği mega altyapı hamlelerinin küresel rekabetteki konumunu yeterince konuşmuyoruz.
Bir başka boyutu itibariyle, başta OECD, IMF ve Dünya Bankası, ekonomi politikalarının bugünü ve geleceği de konuşuluyor. Para ve maliye politikasının etkinliği nereye gidiyor? OECD çatısı altında yürütülen toplantılarında dünyanın her yerinden, uluslararası ekonomi kurumlarından uzmanları dinliyoruz. Hepsinin ortak görüşü, gerek 2008 küresel finans krizi, gerekse de 2020 küresel virüs salgını, ardı ardına yaşanan küresel boyutları hayli etkili olaylar, ülke ekonomileri için para ve maliye politikası yaklaşımları adına uluslararası düzeyde 'standartlaştırma'yı zorlaştırmış durumda. Her ülkenin kendine özgü öncelikleri ve ekonomik zorlukları, bu başlıklarla mücadele etmek adına para ve maliye politikası araçlarının ve yol haritasının farklı ve ayrıcalıklı tasarımını gerektiriyor. Bu hususu da Türkiye'nin dünyadan kopuk gündeminde yine konuşamıyoruz. Umarım, yakın gelecekte bu 'açmaz'dan kurtuluruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)