Avrasya’nın yeni küresel aktörü: ‘TDT’
Türk Konseyi'nin 'Türk Devletleri Teşkilatı'na dönüşmesinin en temel gerekçelerinden birisi, güçlü bir geleceğe dönük tüm bu adımların gerekçesi, Türk Devletleri nezdinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılığına, iradesine, inancına ve samimiyetine duyulan 'yüksek güven'. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyoner liderliğiyle kendi coğrafyasında yeni bir gelecek inşa eden Türkiye'nin başarıları bu adımların atılmasını sağlıyor. Türkiye'nin kıtaları birbirine bağlayan, 8 milyardan önce 9,2 milyara, ardından 11,3 milyara yürüyen dünya nüfusunun mobilizasyonuna katkı sağlayacak; 15 trilyon tondan 30 trilyon tona yürüyen küresel ticareti kolaylaştıran, kolaylaştıracak mega projelerinin başarısı ve prestiji de asla unutulmamalıdır.
Türkiye'nin 'Milli Egemenlik' ve 'Milli İrade'ye dayalı, 'kendi kendine yetebilen' ülke olmak adına yürüttüğü 'milli ve yerli teknoloji hamlesi'nin bulunduğumuz coğrafyada, başta Türk Devletleri olmak üzere, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerin kaderini değiştiren etkisi unutulmamalıdır. TDT ile, 4 milyon 828 bin km2'lik bir alanda, Avrasya'da daha hızlı kök salacağımız, büyüyeceğimiz, gelişeceğimiz ve serpileceğimiz yeni bir döneme giriyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da belirttikleri gibi, 'güneşin yeniden doğudan doğacağı' vakitler yakın. Binlerce yıldır medeniyetin beşiği olan 'Türkistan Çoğrafyası' yeniden tüm insanlık için bir çekim ve aydınlanma merkezi haline gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'medeniyetimizin ve kültürümüzün tabi yol haritasına uygun şekilde, her alanda ilişkilerimizi geliştirmeyi sürdüreceğiz' çağrısı, TDT'nın küresel rolüne yönelik en kritik önemdeki çağrı.
Küresel ticaretin Asya-Pasifik'ten Atlantik'e doğru yeni bir 'akış' kazandığı önümüzdeki 25 ile 50 yıl, TDT'nın bulunduğu coğrafyayı da küresel ulaştırma ve lojistik koridorları açısından paha biçilmez bir öneme taşıyor. Bu nedenle, güçlü bir 'kök'e, 'soydaş'lığa ve 'kardeş'liğe dayalı bu 'kutlu' birlikteliği, siyasi dayanışmayı, artık güçlü bir ekonomik işbirliğine ve yoğun bir ticarete, kültürel işbirliğine, beşeri ve toplumsal ilişkilerimizi daha da geliştirmeye yönelik çok yönlü ve çok katmanlı bir beraberliğe taşıyoruz. 'Milli', 'vatansever' ve 'Türkistan Coğrafyası' ideali ile yetiştirilmiş bir neslin mensubu olarak, 12 Kasım Cuma günü Türk Devletleri Teşkilatı'nın ilanının gönlümde sebep olduğu duygu fırtınasını tarif etmek zor. 21 Yüzyıl yeni güç merkezlerinin oluşumunun hız kazandığı, Asya-Pasifik ile Atlantik arasında yeni bir dengenin kurulacağı bir yüzyıl. Türk Devletleri Teşkilatı'nın başarısı, bu süreçlerin şekillenmesinde bambaşka gelişmeleri tetikleyecektir. Asla, göz ardı etmeyelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)