G20, Glasgow ve ‘iklim Baskısı’nda adaletsizlik
Bununla birlikte, toplam karbon salınımında 520 milyon ton ile Suudi Arabistan 11. sırada. 11,5 milyar ton toplam yıllık salınım ile Çin ilk sırada yer alsa da, kişi başına salınımı 8,1 ton. ABD ise 5,2 milyar tona yakın salınımla toplam salınımda Çin'in yarısından az bir konumdayken, tersine kişi başına salınımda Çin'in neredeyse iki katı salınım ile 15,5 ton seviyesinde. Kanada toplam salınımda 680 milyon ton ile 7. sırada yer alsa da kişi başı 19 tona yakın salınım ile ABD'den bile kötü. Avustralya 420 milyon ton ile 14. sırada yer alsa da, kişi başı salınımı 17,10 ton ile Çin'in 2 katı. Güney Kore 600 milyon tonun üzerinde salınım ve kişi başı 12 tona yakın salınım ile 9. sırada.
Brezilya 470 milyon tona yakın salınım ile 12. sırada yer alsa da kişi başı salınım sadece 2,25 ton. Türkiye ise, toplamda 370 milyon ton ile 16. sırada yer alsa da, kişi başına 4,61 ton ile, yaşam tarzı ve tüketim alışkanlıkları ile kişi başına havaya çok daha düşük karbon salınımı yapan ülkeler ile aynı grupta. En yüksekten en düşüğe toplam karbon emisyonu salınımından sıralanmış 120 ülkenin yarısı kişi başı 5 tonun altında. Yunanistan kişi başına 6,5 tona yakın salınım ile bizim üstümüzde. G20 ülkeleri içerisinde en yüksekten en düşüğe kişi başına karbon salınımı, Türkiye, Meksika, Brezilya, Endonezya ve Hindistan. Hindistan toplam emisyonda 2,5 milyarı aşan salınım ile 3. sırada; buna karşılık kişi başına salınım 2 ton civarında. Buna karşılık, toplamda 5. sırada olan Japonya ve 6. sırada yer alan Almanya kişi başı 10 tona yakın karbon salıyor.
Gerek geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi, gerekse de Glasgow'da 31 Ekim-11Kasım arasında gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nde (COP26) aralarında Türkiye'nin yer aldığı ülkeler önde gelen gelişmekte olan ülkeler üzerinde 'iklim baskısı' arttırılırken; yaşam ve tüketim tarzları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin 3, 4 hatta 5 katı ve dünya ortalamasının en az 2 katı karbon salan gelişmiş ekonomiler ısınma ve ulaştırmadan, sahip oldukları arabalardan, evlere kadar, yaşam ve tüketim tarzlarıyla ilgili, evlerini, ofislerini, toplu kullanım alanlarını iklimlendirme alışkanlıkları dahil, kişi başına tükettikleri enerjiyi azaltacak ve 'sıfırnet karbon'a ulaşacak 'köklü değişiklikler' yapmak zorundalar. AB, en azından kişi başı 6,5 ton ile ABD, Kanada ve Avustralya ve Japonya'ya göre iyi durumda.
Yoksa, 'bir gün gelişmekte olan ülkelerde bizim gibi yaşamaya kalkarlar ise' tarzında bir yaklaşımla, gelişmekte olan ülkeleri karbon salınımında baskı altında tutup; kendi yaşam ve tüketim alışkanlıklarında hiç bir değişiklik yapmayan gelişmiş ülkeler, iklim değişikliği ile mücadelede sadece tarihi bir 'adaletsizlik'e imza atmış olurlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)