Cumhuriyet’in paha biçilmez başarısı ve 21. yüzyıl
98. yılını coşkuyla kutladığımız ve idrak ettiğimiz Cumhuriyetimiz, 1923'den bu yana yeryüzünde gözlemlenmiş tüm siyasi, ekonomik, teknolojik ve ekolojik dönüşümlerin, küresel ekonomi- politikteki tüm 'girdap'ların üstesinden geldi. Bu süreçte, 98 yıllık bir Cumhuriyet deneyimi ile, Türkiye tüm dünya tarafından dikkatle takip edilmekte olan bir 'demokrasi' ve 'çağdaş yaşam' birikimi oluşturdu. Tarihe not düşülen ekonomik ve siyasi devrimleri aralıksız hayata geçirdi. Gerçek bir piyasa ekonomisi dönüşümünün yanı sıra ve küresel ticarette 'vazgeçilmez güvenilir liman tedarikçi' ülke olarak, dünya ekonomisinin en kritik önemdeki üretim merkezlerinden birisi oldu. Bugün, son 10 yılda ardı ardına hayata geçirdiği mega projeler ile, kıtalar arası ulaştırma ve lojistik ağının en güçlü aktörlerinden birisi oldu.
Bulunduğumuz coğrafyanın tüm belirsizlikleri, kargaşası ve zorluklarına inat, 'Milli Egemenlik' temeline dayalı 'tam bağımsız ekonomi'yi; Avrasya'nın kaderini değiştirecek ölçüde, hem masada, hem sahada 'kapsayıcı, girişimci, insani diplomasi' becerisini inşa etmek, bugün hala çok az sayıda ülkenin başarabildiği zorlu bir süreç. Türkiye'nin ekonomik güç, siyasi güç ve askeri güç boyutunda iddialı bir 'oyun kurucu' ülke olması; kendi teknolojisini üreten bir beceriyi oluşturması; kendi geleceğini inşa edebilme kabiliyeti olan bir ekonomi olması 5 katıda çok sayıda ülkeyi heyecanlandıran ve ilham veren 'paha biçilmez' bir başarı. Bununla birlikte, kendi rotasını belirleme 'özgürlüğü', dünyanın güç merkezleri ile aynı masada, eşit koşullarda çok katmanlı ve çok yönlü bir ilişki seti oluşturma becerisi hiç şüphesiz ki kimi küresel aktörleri rahatsız ediyor.
Bu rahatsızlığa bağlı tüm açık ve karanlık müdahale, hatta saldırı denemelerinin her daim farkında ve uyanık olarak, Türkiye'yi 'uzay yarışı', 'dijital yarış', 'yeni nesil enerji yarışı' ve 'yeni nesil savunma konsepti' gibi kritik alanlarda kendi milli ve yerli teknolojisiyle başarılara imza atan bir ülke olma yolundan bir saniye olsun dahi geri bırakmayacağız. 21. Yüzyıl bir 'değerler' yüzyılı. Demokrasi, insan hakları, çevre, sürdürülebilirlilik ve kapsayıcılık gibi temel 'değerler' boyutunda, iddiamızı daha da perçinleyecek her strateji, her reform, her adım 100. yılına emin adımlarla yürüdüğümüz Cumhuriyetimiz adına, 'ulu çınar'ın köklerini daha da derine salması ve daha da sarsılmaz bir ekonomik güce dönüşmesi adına kritik önemde.
Dünya yeni bir sıçrama, yeni bir 'Akıl Çağı' dönemine yorucu, basıncı yüksek, ülkelerin becerilerini ve dayanıklılık kapasitelerini daha da güçlendirmeleri gereken bir dönemi aşarak geçecek. Cumhuriyetimizi sarsılmaz bir 'Milli İrade' ve dünyaya mal olmuş bir 'Milli Egemenlik' başarısıyla hiç şüphesiz ki bu zorlu dönemden 'Akıl Çağı' dönemine taşıyacağız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)