Lojistik, mobilite ve dijitalleşme
Önümüzdeki dönem, insan mobilitesi, mal ve hizmet mobilitesi ile veri mobilitesi açısından, küresel alt ve üst yapı yatırımları, küresel yasal düzenlemeler ve küresel işbirlikleri açısından hayli çetin geçecek. Türkiye gibi, lojistik, mobilite ve dijitalleşmede önemli fırsatları, önemli hamleleri en etkin şekilde değerlendirebilecek bir ülkenin, 3 temel megatrendin sağlayacağı imkanları yüksek katma değere dönüştürebilmesi adına nasıl bir strateji izlemesi gerekiyor; bundan sonraki alt ve üst yapı hamleleri ne olmalı, küresel işbirlikleri nasıl şekillenecek; özel sektöre, kamuya ve sivil toplum kuruluşlarına bu alanda ne görevler düşüyor; 12. Milli Şura bu hususların tümünün masaya yatırıldığı bir platform olacak.
Türkiye'nin hem dijitalleşme, hem mobilite, hem de sürdürülebilirlik alanlarında iddialı bir ülke olması aynı zamanda 'lojistik' alanında da stratejik hamleler yapmasını, lojistik alanına yönelik kritik önemde alt ve üst yapı yatırımları yapılmasını, politika setleri oluşturulmasını gerektiriyor. Çünkü, dijitalleşme, aynı zaman ülke, bölge ve dünya ticaretinde etkisi katlanarak artan e-ticaret ve e-ihracatta iddialı olabilmeniz için ülke, bölge ve dünya ölçeğinde çok güçlü bir lojistik ağına sahip olmanızı gerektirmekte. Ülke, bölge ve dünya ölçeğinde bir mobilite kabiliyeti ancak çok güçlü bir 'lojistik ağı' ile mümkün olabilecek bir süreç. Üretim ve tüketimde sürdürülebilirliği yakalamanız ise, yine çok güçlü bir lojistik ağı gerektiriyor.
Türkiye ülke, bölge ve dünya ölçeğinde güçlü bir lojistik ağına sahip olma adına, özel sektör, kamu ve sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle önemli süreçler yürütüyor, geliştiriyor. Bu nedenle, 12. Milli Şura, bugünden 10 yıl sonrasına, 25 yıl sonrasına Türkiye'nin lojistik imkan ve kabiliyetleri adına, küresel ölçekte güçlü bir ağın oluşturulması adına kritik önemde fikirlerin, çözümlerin, projelerin, stratejilerin derinlemesine ele alınacağı bir platform olma özelliği gösterecek. Geleceğin dünyası yeniden inşa edilirken, küresel ticaret koridorları yeniden şekillenirken, Türkiye'nin tüm bu başlıklarda uzun soluklu projeler, strateji ve planlar oluşturması hayati önem taşıyor.
Sürdürülebilirlik aynı zamanda akıllı ulaştırma, akıllı şehir, akıllı tarım, akıllı enerji, akıllı üretim, akıllı tüketim, akıllı siber ağ teknolojileri ve alt yapısı gerektirmekte. Türkiye'nin bu alanda gerçekleştireceği hamleler ise ekonomik bağımsızlığımızı daha da perçinleyecek bir yüksek katma değer sıçraması olarak ekonomimize yansıyacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)