Gıda güvenliği ‘gençler’in elinde
'Kovid-19'un sebep olduğu tüm belirsizliklere rağmen, uluslararası kuruluşların tümü, küresel pandemi sonrası dönemin geleneksel enerji üretim modelleri ve tüketim eğilimleriyle, tarım ve gıda üretiminin ve talebinin de gelenekselleşmiş yöntemlerle karşılanmasının mümkün olmadığının farkındalar. 'Transformasyonu gerçekleştirmez isek, dünyayı kendi ellerimizle öldüreceğiz' artık net bir mesaj olarak dillendirilmekte. Çünkü, gelenekselleşmiş tarım ve gıda üretimi, ihtiyaç duyduğu toprak, tohum, gübre ve su miktarıyla, tüm ekosistemi, eldeki sınırlı doğal kaynakları artık baskılar hale gelmiş durumda. Bu nedenle, 'doğayla uyumlu' yeni üretim sistemlerinin yanı sıra; bilhassa tarımsal üretimde otomasyon sistemlerinin etkinliğinin arttırılması ve üretimden tüketime, 'büyük veri' kullanımının desteklenmesi, daha da önemlisi geliştirilmesi gerekiyor.
Ancak, tüm bu kritik önemdeki konuların ötesinde bir husus var. Tarım ve gıda üretimindeki bu kaçınılmaz dönüşümü, yeni sistemlerin adaptasyonunu kiminle yapacağız? Cevap net; gençlerin yeniden tarım ve gıda üretimine çekilmesi, kazandırılması gerekiyor. Bu nedenle, tüm dünyada tarım ve gıda üretiminde çalışan istihdamın hem fiziki koşullarının, hem de özlük haklarının iyileştirilmesi gerekmekte. Başta BM, tüm uluslararası kuruluşlar, küresel ölçüde gıda güvenliğinin sağlanabilmesinin büyük ölçüde kırsal kesimdeki gençlerin ekonomiye kazandırılmasıyla ancak mümkün olabileceğini; bu nedenle, söz konusu gençlere yeni üretim sistemleri ve teknolojilerine yönelik eğitim verilmesinin yanı sıra, tarım ve gıda sektöründe istihdam piyasasına erişimlerinin artırılması gerektiğini belirtmekteler.
Aynı toplantıya katılan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli ise, 2050'de 10 milyar olması beklenen dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak adına, gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gıda üretiminin yüzde 60 oranında artırılması gerektiğini vurgulayarak; gıda israfını önleyici yeni düzenleme ve adımlarının yanı sıra, 84 milyonluk bir nüfusun ve 5 milyona yakın mültecinin gıda güvenliği, sağlık, sosyal hizmetler ve istihdam piyasalarına erişimlerinin sağlanması adına Türkiye'nin önemli başarılara imza attığını belirtti. Türkiye'nin tarım istihdamında ortalama yaşın 50'nin üzerinde gözüktüğü bir ortamda, gençlerimizin tarım ve gıda üretiminde önemli bir rol üstlenmeleri; bunun sağlanması adına özlük haklarının ve sosyal güvenlik alanıyla ilgili yeni çözümlemelerin hayata geçirilmesi kritik önemde. İyi yetiştirilmiş bir genç nüfusla, Türkiye gelecek 10-25 yılda dünyanın tarım tüketiminin en önemli tedarikçisi olabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)