Ekonomiyi ‘tersten’ okuma zamanı
Bu nedenle, küresel ticaret geçtiğimiz ağustos ayından itibaren hareketlenmeye başladığında, dünya ekonomisinin tedarikçisi konumunda olan ülkelerin pek çoğu aniden hız kazanan hammadde ve ara mamul talebine son 7-8 aydır hala doğru dürüst cevap verebilmiş değiller. Levent Yılmaz'ın da son yazısında belirttiği gibi, 10 aydır aralıksız yükselişini sürdüren BM FAO Küresel Gıda Endeksi, 2020'nin mart ayından 2021'in şubat ayı sonuna, tam da 'Kovi-19' döneminde, son bir yılda yüzde 24,6'lık bir artışa ulaşmış durumda. Bu tablo 2014'den bu yana ki en kötü, en sert fiyat artışı. Aynı dönemde, Türkiye'de tarım ürünlerinde üreticilerin belirlediği tarım ürünleri fiyatları yıllık bazda yüzde 21,32 artarken, tarım sektörünün üretim girdilerindeki maliyet artışı ise ocak ayı sonu itibariyle, yıllık bazda yüzde 18,52 oldu. İmalat sanayi cephesinde ise, 3 önemli kırılma söz konusu oldu. Birincisi, küresel ölçekte hızla katlanan hammadde ve ara mamul talebinin sebep olduğu fiyat artışı; ikincisi, yine küresel talep patlaması ve 'Kovid-19' etkisi ile, dünyanın her yerinde limanlarda gözlenen aşırı yoğunlaşma ve konteyner yokluğu nedeniyle ortaya çıkan ciddi maliyet sıçraması ve üçüncüsü, içeride döviz kurlarındaki aşırı oynaklık nedeniyle ortaya çıkan enflasyonist etki. Bu durum, yurt içi piyasalar için üretim yapan firmaları yüzde 31,2'lik bir maliyet artışına getirmiş durumda. Unutmayalım, Kovid-19 henüz ortada yok iken, aynı yurt içi ÜFE yıllıklandırılmış bazda yüzde 8,5'di. Bu nedenle, 'ÜFE TÜFE'nin iki katına çıktı; yandık; battık' gibi 'okumalar' yerine, bir de 'tersten' okuyalım.
İhracat tarihi rekorlar kırıyor ve bu rekorları, küresel tedarik zincirinden adeta yağmaya devam eden talebi karşılamak için maliyeti yükselmiş olan küresel hammadde ve ara mamulleri ithal etmeyi sürdüreceğiz ve bu nedenle, maliyet enflasyonu, yani ÜFE yüksek seyretmeyi sürdürecek. Dolayısıyla, ÜFE, dünyaya mal yetiştirmeye çalıştığımızdan, yüksek talepten dolayı artıyor. Keza, yurtiçi piyasadaki talebi de belirli bir düzeyde tutmaya çalışıyoruz. 'Kovid-19'un küresel ve yerel fiyat anormalliklerine, fiyat oynaklıklarına etkisini, bu 'geçici etki'nin payını iyi ölçmemiz gerekiyor. Çünkü, bu geçici gerekçeyi göz ardı ederek, faiz oranlarını 'aşırı' yükseltirsek, elimizdeki en önemli kozlardan birisi olan 'pozitif ve makul büyüme' imkanını kendi elimizle kaybederiz. Bu nedenle, enflasyonu bir de 'tersten' okuyup, üretim ve büyümeyle ilgili verdiği önemli sinyali de göz ardı etmeyelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)