ABD-Çin gerginliği ve 2. Soğuk Savaş
Biden Yönetimi'nin bu şartlar altında, Çin'in giderek daha da güç kazanan etki alanını kırabilmek adına izleyeceği taktikler iki alanda yoğunluk kazanıyor. Birincisi, bir zamanlar Sovyetler Birliği'ne yaptığı gibi, Çin'i etrafındaki ülkeler aracılığıyla abluka altına almak ve 'kuşak-yol' inisiyatifini etkisizleştirmek. Bunu başarabilmesi için, Avrupa Birliği'ni (AB), Hindistan'ı, Türkiye'yi ve Rusya'yı Çin'e karşı daha mesafeli olmaya ikna etmesi gerekecek. Güney Kore ve Japonya'yı, Tayvan'ı zaten cepte sayıyor. Güney Çin Denizi'nde menfaati olan ve Çin'le anlaşmazlıkları, gerginlikleri olan ülkeleri de ikna edeceğini düşünmekte. Bun nedenle, USS Theodore Roosevelt uçak gemisini Güney Çin Denizi'ne gönderdi.
Ancak, sorun tam da burada başlıyor. Biden Yönetimi, Çin'i 'çevrelemek' adına AB ve Hindistan'ı 'müttefiklik' ilişkileri ile, ortak çıkar ve menfaatleri güçlendirerek yanına çekmeyi umut ederken; Rusya ve Türkiye'yi ise, kendine göre, 'sopa-havuç' yöntemiyle, 'yaptırımlar'la Çin'le aralarına mesafe koymaya zorlayacak. Bu arada, ABD Türkiye ile Rusya yakınlaşmasından da ayrıca rahatsız. Bu nedenle, ABD yönetimi doğal olarak Suriye ve Libya'da Türkiye- Rusya ilişkilerine zarar verebilecek her türlü 'kışkırtıcı' hamleyi zorlarken, bir yandan da Türkiye'ye sıklıkla 'NATO' üyeliğini ve güvenlik ortaklığını hatırlatarak, NATO üzerinden de basınç uygulamayı deneyecek.
Biden Yönetimi'nin ve bilhassa ekibinin Çin'in küresel ölçekte yayılma stratejisini ve giderek güç kazanan etki alanını kırmaya yönelik olarak yoğunlaşacağı ikinci alan ise doğrudan Çin'in iç siyasi dengeleri olacak. ABD'nin burada doğrudan Çin Devlet Başkanı Şi'nin yakın çevresi ve Çin Komünist Partisi'nin en tepesindeki siyasi liderler arasında olduğunu iddia ettiği fay hatlarına oynayacağı anlaşılıyor. ABD'nin izleyeceği taktiğin argümanı ise, Başkan Şi'nin liderliği ve Çin'e dair geniş kapsamlı tutkuları konusunda, Parti üst yönetiminin zannedilenden çok daha fazla bölünmüş olduğu iddiası
Anlaşılan o ki, Biden Yönetimi, Çin'in siyasi elitistlerini ABD'nin liderliğindeki 'liberal' ve 'demokrat' bir küresel sistemin bir parçası olmaya ikna etmeye çalışacaklar; Çin'in küresel güç merkezi olarak kendi güdümünde alternatif bir küresel yapı oluşturmaması adına. Bu da şu sonucu beraberinde getiriyor; ABD-Çin gerginliği, önümüzdeki dönemde, ABD-Rusya gerginliğinin sebep olabileceğinden çok daha yüksek oranda '2. Soğuk Savaş' potansiyeli taşıyor. 'Demokrat' ve 'liberal' dünyayı savunan ABD ise, istediğini elde etmek için', ne 'demokrat', ne de 'liberal' olacak. ABD'ye sorumuz basit; 'küresel demokrasi ne zaman gelecek?'.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)