Kapitalizmin Y ve Z kuşağıyla sınavı
Bu nedenle, kapitalizmin 'kar odaklı' anlayışını, üretim faktörleri arasındaki gelir dağılımı adaletsizliğini, kapitalizmin açmazlarını ve bizzat kriz doğuran zafiyetlerini yeterince konuşmadık. Bu başlıklara yönelik tartışmalar ağırlıklı olarak entelektüel kesimin kendi sorgulamaları arasında kaldı, geniş kesimlere mal olmadı. Bugün ise, bu konularla yeterince ilgilenmedikleri düşünülen Y ve Z kuşağı, tam tersine, kendilerinden önceki üç kuşağın asla sorgulamadığı bir yoğunluk ve içerikle kapitalist sistemi sorguluyor. Çünkü, 1981 ile 1996 arası doğmuş Y veya Milenyum Kuşağı ile, 1996 sonrası doğmuş Z Kuşağı yaşama, dünyaya 'kar' penceresinden değil, 'amaç', 'gaye', 'maksat' penceresinden bakmakta.
Yani, ekonomik, ticari, siyasi ve toplumsal hayatta atılacak her adımın, alınacak her kararın mutlaka 'insanlık yararı'nı da gözeten bir yönü olması gerektiğine, bir amaç veya gayeyi gözetmesi gerektiğine özel bir ihtimam gösteriyorlar. Y ve Z kuşağının ekonomik yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelen ve gelecekte ülke ekonomilerinde daha da büyük bir paya sahip olacakları anlaşılan 'paylaşım ekonomisi' şirketleri, var olmalarının en önemli gerekçesinin 'kar' değil, 'değer' ve 'işlevsellik' boyutunda bir anlam ifade ettiğini belirtiyor ve gösteriyorlar. Bir örnek vermek açısından, Airbnb, Trump'ın göçmen karşıtı tutumunu reddettiğini göstermek adına, 100 bin göçmen için kısa süreli ücretsiz ikamet edebilme imkanı oluşturdu.
Y ve Z kuşağı, ille de kapitalizm olacak ise, 'Bilinçli Kapitalizm'i, 'değerler'e dayalı bir kapitalizmi tercih ettiğini vurguluyor. Bu nedenle, gelir dağılımını gözeten, servetin tabana yayılmasını savunan, küresel ekosistemi koruyacak ve iklim değişikliğine duyarlı bir kapitalizm talep ediyorlar. Bu tablonun bir uzantısı olarak, ABD'den başlayarak, bilhassa gelişmiş ülkelerde 'ağır' bir sorun oluşturan 'cinsiyetler arası ücret adaletsizliği' sorunu, son dönemde en çok mücadele ettikleri konular arasında yer almakta.
Yine, 'aşırı sağcılaşma' ve 'aşırı solculuk', 'sistemik ırkçılık' gibi, insanlığı tehdit eden meseleler için de tepkilerini güçlü bir şekilde göstermekteler. ABD'de 1928 ile 1980 arası doğmuş 3 kuşak, sırasıyla yüzde 60, yüzde 49 ve yüzde 45 oranında hükümetlerin reel sektör ve bireyler için ciddi manada çaba sarf ettiğini belirtirken, bu oranlar Y kuşağında yüzde 34'e, Z kuşağında ise yüzde 29'a geriliyor. Y ve Z kuşağının ortalama yüzde 67'si ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunları çözmek için hükümetlerin daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini düşünmekte. Önümüzdeki dönemde, bu iki kuşağın uluslararası finans sistemi ve kapitalizmin 'yozlaşmış' yönleriyle ilgili, Game Stop ve Wallstreetbets gibi, daha ciddi bir sorgulama içerisinde olacaklarına birlikte şahit olacağız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)