Gıda enflasyonunun çözümü ‘israf'
Neoliberal 'ortodoks' kanat, her nedense, Türkiye Ekonomisi'ndeki pazar yapısının fazlasıyla 'oligopolistik', eksik rekabet koşullarına bağlı olduğu ve reel sektörün fiyat belirleme alışkanlıklarında uzun döneme dayalı 'ahlaki erozyon'un sebep olduğu negatif etki üzerinde hiç durmuyor. Bu nedenle, sektörlerde tüketici lehine 'güçlü' rekabet koşullarının oluşmasına yönelik daha somut önerilerde bulunmak biz iktisatçıların sorumlulukları arasında yer almakta.
Bu noktada, Türkiye'de tarım ve gıda endüstrisinde gözlemlenen 'eksik rekabet piyasası' koşulları 'gıda enflasyonu' ile mücadeledeki en önemli sorunlarımızın başında gelmekte. Tarımda üretici konumundaki çiftçi kesiminden gerçekleştirdiği yüklü miktardaki alımlarla, malın tüketiciye ulaşma sürecinde, geniş toptancı kesimini de zorda bırakan bir 'ologopilistik büyük alıcılar' grubu, tarladaki ürün fiyatı ile sofradaki ürün fiyatı arasındaki büyük sapmanın en önemli gerekçesini oluşturmakta. Bu nedenle, gerek kamu otoritesinin, gerekse de tarım ile gıda endüstrisindeki güçlü sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyacakları çabayla, bu güçlü 'ologopolistik büyük alıcılar' grubunun hakimiyetinin azaltılması gerekiyor.
Gıda enflasyonuyla mücadeledeki ikinci temel sorun 'perakende zincirleri'nin tarım ve gıda üreticileri aleyhine sahip oldukları 'haksız hakimiyet' pozisyonu. Büyük hipermarket zincirlerinin, market zincirlerinin üreticiler aleyhine o kadar dengesiz bir hakimiyetleri var ki, üreticilere zorla imzalatılan sözleşmeler ile öyle 'iade koşulları' dayatılıyor ki, onbinlerce ton tarım ve gıda ürünü perakende zincirlerinin aşırı duyarsızlıkları nedeniyle 'israf' oluyor, çöpe gidiyor. Oysa, yapılacak yasal düzenleme ile, perakende zincirleri tarım ve gıda israfının 'önlenmesi'nde sorumlu tutulsa, Türkiye gıda enflasyonunda tarihi bir değişimi başlatabilir.
Bu nedenle, İstanbul Ticaret Borsası'nın 1,5 senedir azimle sürdürdüğü 'gıda israfını önleme projesi' hayati önem arz etmekte. 2018 yılında belediyelerce toplanan atığın 33 milyon ton olduğunu ve bunun yüzde 44'ünün gıda atığı olarak, 14.5 milyar dolar değerinde gıdayı çöpe atarak 'israf' ettiğimizi dikkate aldığımızda, gıda enflasyonunu engellemenin yolunun hızlı ve etkili dokunuşlarla gözümüzün önünde olduğunu fark etmemiz gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)