Rusya ve Çin: İşbirliği mi, rekabet mi?
Konu, milyarlarca insanın fiziksel ve düşünsel her türlü kişisel özelliğinin depolanabildiği; yüz analizlerinden ve vücut dillerinden, davranışlarından her bir bireyin 'vatandaşlık' performansının ölçülebildiği ve kendisine 'yüksek' veya 'düşük' düzeyde 'vatandaşlık' puanlaması yapılabilen bir 'devlet gözü'ne dönüşmüş durumda. Başkan Trump'ın Çin menşeli 'TİkTok' ve 'WeChat' dijital platformlarının, ABD'de faaliyetlerini sürdürebilecekler ise, bunu ancak bir ABD'li şirketin sahipliğinde yapabilmeleri noktasındaki müdahalesi bunun son örneği.
İşte tam bu noktada, Rusya Devlet Başkanlığı görevine geldiğinden bu yana, Soğuk Savaş sonrası ABD-Rusya yakınlaşmasının yeni bir 'gergin rekabet dönemi'ne geçişine tanık olduğumuz Vladimir Putin'in, göreve gelişinin daha başlangıcında, Sovyet lideri Kruşçev dönemindeki gerginlikleri geride bırakarak, Rusya ile Çin arasında 2001'de 'Dostluk Anlaşması'nın imzalanmasına öncülük etmesini not almamız gerekiyor.
Öyle ki, sonuncusu neredeyse 10 gün önce Rusya'nın güneyinde gerçekleşen Rusya-Çinİran müşterek askeri tatbikatları, Rusya ve Çin arasında 3650 kilometrelik sınırda sağlanan mutabakat ve pek çok alanda yürütülen işbirliği, ABD'nin Asya- Pasifik'te Çin'in yükselişine karşı yürüttüğü kapsamlı diplomatik ve askeri manevralara karşı iki ülkeyi daha da yakınlaştırıcı boyutuyla, çok yönlü analiz edilmesi gereken bir süreç. Bu noktada, Çin'in ciddi boyutlardaki enerji ithalatı ihtiyacını, sayıları her geçen gün artan yeni doğalgaz ve petrol boru hatlarıyla, daha da geniş ölçüde arttıran Rusya'nın Çin'le olan dış ticaret hacmi daha 2007 yılında 40 milyar dolar iken, bugün 110 milyar doları geçmiş durumda.
Ancak, Çin'in 'pasif yürüyüş' stratejisinin Rusya, özerk cumhuriyetler ve Orta Asya'da sebep olduğu 'nüfus değişimi' ve Rusya'nın savunma ve güvenlik alanındaki müşterilerini Çin'e kaptırması, iki ülke arasında 'ABD' merkezli işbirliğinin yanı sıra, yakın gelecekte artan bir 'gergin rekabet dönemi'ne taşıyabilir. Bakalım, 3 güç merkezi arasında gelecekte derinlik kazanacak 'gergin rekabet dönemi' küresel ekonomi-politik üzerinde ne tür fırtınaların doğmasına sebep olacak?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)