‘Milli tabanlı’ eksen konumlanması
Uluslararası pek çok kurum tarafından gerçekleştirilen 2030 yılına yönelik projeksiyonlar, dünyanın önde gelen ülkelerine yönelik ilk 10 sıralamasında artık tek bir Avrupa ülkesinin kalacağına; gelişmekte olan ülkeler coğrafyasından, Asya'da 3, Avrasya'da 2, Afrika ve Latin Amerika'da ise birer ülkenin dünyanın önde gelen ilk 10 ekonomisi arasında yer alacaklarına işaret etmekte. Küresel güç sıralamasındaki bu değişimin ülkeler açısından sacayaklarını ise bilgi, enerji ve savunma alanında 'kendi kendine yetebilen ülke' olma özelliği şekillendirecek, perçinleyecek.
Dijitalleşen bir dünyada, mobil teknolojiler, yapay zeka teknolojileri, büyük veri teknolojileri, akıllı teknolojiler alanında kendi yazılım ve donanımını yapabilen bir ülke olmak; enerji alanında yenilenebilir enerji, hidrokarbon imkanlarına dayalı enerji ve nükleer enerji alanlarında kendi teknolojisini üreten ve zenginleştirilmiş, çeşitlendirilmiş bir enerji arz güvenliği stratejisi oluşturmuş bir ülke olmak; savunma ve güvenlik teknolojilerinde hem yazılım, hem mühimmat, hem de savunma platformları açısından kendi kendine yetebilen ülke olmak, söz konusu ülkeyi yeni 'küresel ekonomi-politik düzen'in güç merkezi konumuna taşıyacak, hiç kuşkusuz.
Türkiye, bu süreçte, yukarıda ifade ettiğim 3 stratejik ve vazgeçilmez alanda yürüttüğü kritik önemdeki projeler ve başarılarıyla, Avrasya'nın yeni 'eksen'i, yeni 'güç merkezi', yeni 'çekim merkezi' olarak küresel sistemdeki yükselişini aralıksız olarak sürdürecek 8 gelişmekte olan ülke arasındaki konumunu perçinlemiş bir ülkedir. Sakarya Havzası'ndaki 320 milyar m3'lük son 'dev keşif' ve takip edecek olan diğer hidrokarbon keşifleri, bilgi-enerji-savunma üçlü sacayakları açısından, 'milli tabanlı' 'yeni eksen' konumlandırması boyutunda, Türkiye'nin elini güçlendirecek önemli bir keşiftir.
Türkiye'nin 'bilgi gücü', 'enerji gücü' ve 'savunma gücü' boyutunda yüksek teknoloji üreten, kendi kendine yetebilen ve bu 3 stratejik alandaki mal ve hizmetlerin fiyatlarını belirleyen; bölgesel ve küresel ölçekte ürün arz ve talep güvenliği ve uluslararası fiyatlandırma boyutunda 'belirleyici eksen' konumunu perçinleyen bir ülke olması anlamına geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Bakanımız Berat Albayrak'ın sözlerini 'milli tabanlı' eksen konumlanması olarak okumayı başaranlar, önümüzdeki 10 yılda gerçekleştirdikleri yatırımların geri dönüşleriyle Türkiye'nin 'paha biçilmez' değerini bir kez daha idrak etmiş olacaklar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)