2. çeyrek büyüme yüzde -8.6
Şu ana kadar açıklanan ülkelerin 2. çeyrek GSYH reel büyüme hızı verilerine baktığımızda, mevsimsellikten arındırılmış olan bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, tüm Avrupa Birliği'nde daralma yüzde -14.1'e, Euro Bölgesi'nde ise yüzde -15'e ulaşmış durumda. Aynı oran, İspanya için yüzde -22.1, İngiltere için yüzde -21.7, Fransa için yüzde -19, İtalya için yüzde -17.3, Almanya için ise yüzde -11.7 düzeyinde. Amerika Kıtası'na gittiğimizde ise, Meksika'nın yüzde -19, Kanada'nın yüzde -13.5, ABD'nin ise yüzde -9.5'lik bir daralma yaşadıkları görülüyor.
Buna karşılık, uzunca bir süredir dünyanın tedarik merkezi konumunda olan Asya'ya baktığımızda, Endonezya'nın yüzde -5.4, Güney Kore'nin ise yüzde -3 daralma yaşadığı gözlenirken, Çin'in ise 2. çeyrekte yüzde 3.2 büyüme yaşadığı görülüyor. Japonya ise, 2. çeyrekte gerçekleşen yüzde -27.8'lik daralmayla bir hayli ayrışmış durumda. Bu oran, Japonya'nın 1955'den beri gördüğü en kötü oran. Çin ve Asya ekonomileri küresel virüs salgının etkilerini bertaraf etmeye çalışsalar da, onlara bekleyen bir başka risk de küresel tedarik zincirindeki yeni arayışlar.
Pek çok farklı gerekçeye bağlı olarak, ülkeler ve küresel şirketler, bundan sonra asla eskisi gibi Çin ve Asya'dan aynı oranda bir tedarik yapmamakta kararlılar. Bu durum, kademeli olarak, gelecek daha yoğun siparişlerle, Türkiye'nin ihracat verilerine artan bir tempoda artış olarak yansıyacak. Apple ve Dell gibi pek çok teknoloji devinin kilit tedarikçisi konumundaki Hon Hal Precision (Foxconn) Industry'nin yönetim kurulu başkanı Young Liu, ticaret savaşları nedeniyle, Çin'in dünyanın fabrikası olma becerisini artık devam ettirmenin imkansız olduğuna işaret etmekte.
Liu, Çin mallarına önümüzdeki dönemde, başta ABD, pek çok ülke tarafından uygulanma olasılığı hayli yüksek olan ek vergiler nedeniyle, hali hazırda Çin dışı ülkelerdeki üretim kapasitelerini haziran ayında yüzde 25'den 30'a çıkardıklarını belirtmiş. Liu, bundan sonra dünyanın farklı noktalarında yeni üretim ekosistemlerinin yükselme döneminin hız kazanacağına işaret etmiş. Türkiye olarak, küresel üretim ekosistemimizdeki rolümüzü, yenilenebilir enerji, yeşil üretim, düşük karbon ayak izi, güçlü maliyet yönetimi ve rekabetçi kur düzeyiyle daha da perçinleyelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)