‘Normalleşme’de ‘patika’yı belirlemek
Türkiye Ekonomisi cephesinde ise, sürecin başından itibaren etkili yönetilmesi ve reel sektörün tüm kesimlerini ve istihdamı destekleyici paketler hızla hayata geçirildiğinden dolayı, mayıs ayının 2. yarısından itibaren Türkiye Ekonomisi'ndeki 'normalleşme' sinyalleri de 'V' tipi toparlanma belirtilerini güçlendirmiş durumda. Bununla birlikte, Türkiye Ekonomisi'ndeki hızlı toparlanma, temel mal ve hizmetlerin üretildiği sektörlerde maliyet enflasyonu hareketlenmelerin tüketicinin muhatap olduğu fiyatlara hızla yansıtıldığına da işaret ediyor. Bu nedenle, TCMB, dünkü Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasındaki karar metninde, hem maliyet enflasyonu, hem de çekirdek enflasyondaki hareketlenmeye işaret etti.
Bu nedenle, piyasalardaki enflasyon beklentisini etkili yönetmek adına, haziran sonrasında, temmuz PPK toplantısında da para politikası faizini değiştirmedi. Ayrıca, önümüzdeki hafta yayınlanacak olan yeni 'Enflasyon Raporu'nda da yıl sonu enflasyon beklentisini bir miktar yukarı düzeltebileceği sinyali verdi. Böylece, enflasyon beklentileri ve 'fiyat istikrarı'na yönelik kararlı duruş noktasında, kararlı duruşunu ödünsüz sürdürdüğünü de net olarak ifade etmiş oluyor. Bunun yanı sıra, Türkiye Ekonomisi'nin hem döviz geliri ile döviz harcamaları arasındaki döviz dengesini, hem de yatırım- tasarruf dengesini de gözetecek şekilde, 'finansal istikrar'ı da dikkatle gözeteceğini vurguluyor.
Burada kritik konu, Ekonomi Yönetimi'nin çizdiği rota doğrultusunda, TCMB'nin yeni bir 'aks değişikliği' olarak, 'rekabetçi kur'-'sıfıra yakın reel faiz' olarak tanımlayabileceğimiz bir para politikası patikası konusundaki kararlılığından ödün vermemesi. Türkiye'nin küresel virüs salgını dönemini, reel sektörümüz açısından TL cinsinden kredi kullanma eğiliminin tam anlamıyla perçinlendiği, ihracatımız açısından da 'rekabetçi kur' düzeyinin kalıcı bir düzeye oturduğu bir 'aks' değişikliği adına çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Sonbaharda dezanflasyon sürecine geri dönülmesi halinde, yıl sonuna kadar 0,25-0,50 indirim daha indirim alanına yönelik beklentisi güçlenecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)