Avrupa Birliği antlaşmasının 2. maddesi Avrupa Birliği'nintemel değerlerini şöyle tanımlar: "Birlik, insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve azınlıklara mensup kişilerin hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygı ilkeleri üzerine kurulmuştur." Bugün, Avrupa'da yükselen 'aşırı sağ' eğilimler, 'göçmen karşıtlığı', ayrımcılık ve göreceli olarak bozulan gelir dağılımı, Avrupa'yı kendi varlığıyla özdeşleştirdiği temel değerlerden uzaklaştırmış durumda. Daha acıklı olan durum ise, Avrupa'nın 1870'lerden itibaren yükselen 'yeniemperyalizm' ve 'neo-sömürgecilik' eğilimlerinden bir türlü kendini alamaması.
Fransa, ilginçtir, Kaddafi'nin iktidardan indirilmesi sürecinden başlayarak, Libya konusunda fazla 'atak', fazla ön planda. Kaddafi'ye karşı ilk hava harekatını düzenleyen ülke olarak, kendi çıkarları adına Libya'yı ağır bir insanlık trajedisine, ağır bir belirsizlik ve kaosa sürükleyen bir ülke olarak, kurucusu olduğu Avrupa Birliği değerlerini 'ayakları altınaalma' cüreti, vurdumduymazlığı ağır bir 'ahlaki erozyon'. Tüm bu insanlık trajedisinin baş mimarı kendisi değilmiş gibi, 'insanlık suçu' işleyen narsist bir terörist, diktatör bozuntusu, savaş baronu Hafter'i her türlü desteklemesi Fransa için ne yaman bir çelişki.
Libya'daki insanlık trajedisine 'dur'diyen Türkiye'yi, emellerini, insanlıkdışı çıkarlarını, neo-sömürgeci hedeflerindengeri bıraktı diye, BirleşmişMilletler'in yasal hükümet olarak kabulettiği Trablus'taki 'Libya UlusalMutabakat Hükümeti'ni destekliyordiye eleştirmesi, savaş baronu Hafter'inyenilmesine delirmesi tam bir trajikomikdurum. Bloomberg International'da 27Haziran Cumartesi yayınlanan bir makale,Libya'da elle tutulur çaba harcayantek siyasi liderin Cumhurbaşkanı Erdoğanolduğunu belirtiyor. Makale, Haftergüçlerinin çekilmesiyle ortaya çıkan toplumezarların Macron ve Hollande hükümetidöneminde savunma bakanı, Macronhükümetinde ise dışişleri bakanı olan LeDerian için utanç verici bazı durumlarıda ortaya çıkardığına işaret ediyor.
Fransa için, 'sadece bana özgürlük,eşitlik ve kardeşlik' ülkeninaydınları, pek çok kanaat önderi içinutanç verici bir tablo. Macron'un, NATOüyesi iki ülke olarak, Türk savaş gemilerininFransız savaş gemilerine müdahaledebulunduğu iddiası kendisini daha dagülünç duruma düşürmekten başta bir şeydeğil. Bloomberg'in makalesi, Macron'un'esip gürlemesi'nin ardındaki amacınFransa'nın kusurlarını örtmek olduğunuanlamının zor olmadığını hatırlatıyor. Elbette, Fransa'nın 'kuyruk acısı' sadece Libya ile sınırlı değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı liderliği ve vizyonuyla Akdeniz'de tümüyle yeniden yazılan denklem de Fransa'nın bütün planlarını alt üst etmiş durumda. Fransa 1789Ruhu çerçevesinde, temel değerlerini, kurucusu olduğu AB'nin temel değerlerini önceliklendirebilecek mi? Bu kafada siyasilerle işi zor gözüküyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.