TCMB faiz indirimini sürdürebilirdi
Görünen o ki, TCMB'nin her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği ve bu ay 64 ekonomistin cevaplandırdığı 'Beklenti Anketi'nde, 2020 sonuna yönelik yıllıklandırılmış enflasyon beklentisinin yüzde 9.38'den yüzde 9.54'e yükselmesi; 12 ay sonrasının enflasyon beklentisi iyileşmeye devam ederken, 24 ay sonrasının enflasyon beklentisinin de bir miktar yükselmesi, TCMB üst yönetimi açısından, 'enflasyon beklentilerinin yönetimi' boyutunda radara girmiş. Bu hususa, çekirdek enflasyon oranlarındaki eğilimin bir miktar yükselişe işaret etmesini de eklememiz gerekiyor.
Küresel virüs salgınının dünya ekonomisi ve küresel ticaretteki tüm negatif etkilerine rağmen, mayıs ayının son haftasından itibaren toparlanan, haziran ayında ise umut verici bir performans artışı yakalayan mal ticareti ve düşük seyreden küresel emtia fiyatları sayesinde, TCMB üst yönetimi Türkiye'nin cari işlemler dengesinde sıkıntılı bir tablo beklemiyor. Bu noktada, döviz kurlarının seyri açısından risk olasılığının kademeli olarak azaldığı bir döneme de girmekteyiz. Bu nedenle, benim cephemde, PPK 10. kez 25 baz puanlık bir faiz indirimi kararı alabilirdi.
Ancak, PPK üyelerinin, mal ve hizmet piyasalarında fiyat belirleme alışkanlıklarının bozulma eğilimi göstermemesi, manşet enflasyonda temmuz ayından itibaren iyileşmenin, dezenflasyon sürecinin güçlenerek devam etmesi ve Türkiye'nin ülke risk priminin hızla iyileşmesi adına, fiyat istikrarına yönelik pozisyonunu 'sıkı' tutmayı tercih ettiği anlaşılıyor. TCMB, yılın ikinci yarısında 'dezenflasyon' sürecinin hız kazanması halinde, orta ve uzun vadeli faiz oranlarının kabul edilebilir seviyede tutulabilmesi adına, Ekonomi Yönetimi 'ne ve reel sektöre önemli bir hareket alanı oluşacağını da öngörmekte. Bu nedenle, dezenflasyon sürecini destekleyici yönde bir 'sıkı duruş' önceliklendirilmiş gözüküyor.
TCMB üst yönetiminin, dezenflasyon ile de desteklenmiş bir 'sıkı duruş' tercihi, yıllıklandırılmış manşet enflasyonda aşağı yönde yeni bir kırılmayı tetikler ise, bu durumda, sonbaharda gerçekleşecek 50 baz puanlık indirimin reel sektörün kaynak maliyetleri üzerindeki etkisi de pozitif olacaktır. Bu nedenle, 'indirebilirdi' desem de, PPK'nın kararını, gelecek sonbaharda 'yeni adımlar'ın müjdecisi olması umuduyla, destekliyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)