‘Makul soğuma’dan ‘Normalleşme’ye
Bu nedenle, 2020 yılının ilk çeyreğini pozitif büyüme ile kapatmış ender ülkeler arasında olacağız. İlk çeyrek için GSYH büyümesinde reel olarak yüzde 6'lık büyüme öngörümü ısrarla sürdürürken, Fransa'nın ilk çeyrekte yüzde 5,8, tüm AB ülkelerinin ise yüzde 3,8'lik bir GSYH daralması yaşadığını unutmayalım. Bu nedenle, dünyanın tümüyle birlikte 2. çeyrek yaşayacağımız 'makul soğuma' sonrasında, 3. çeyrekte yeniden pozitif büyümeye dönme potansiyelimiz hayli yüksek.
Halkının yüzde 85'ini 'evde kal stratejisi' ile, virüsün bulaşıcılığını kırmak adına, izole eden Türkiye, nüfusun yüzde 15'nin tarım ve gıda üretimi ile imalat sanayindeki faaliyetlerini, toptan ve perakende ticareti, nakliyeyi, uluslararası lojistik ve transit ticaretin devamlılığını sağlayarak, 'virüsle mücadele' sürecini 'makul soğuma' ile geçirme konusunda kararlı bir çaba ortaya koyduk. Ülkelerin pek çoğu, bilhassa AB ülkeleri, aynı dönemde tarlada ürün bırakmak ve gıda üretiminde ciddi aksamalar yaşamak durumunda kaldılar.
Türkiye Ekonomisi'nde bu sürecin 'hassas denge' içerisinde, 'üretimin devamı/izolasyon' dengesinde başarıyla yönetilmesi, hem reel sektör boyutunda Türkiye Ekonomisi'nin karşı karşıya kalacağı muhtemel maliyetin olabilecek en düşük düzeyde tutulabilmesine imkan sağlayacak; hem de ve çok daha önemli bir nokta olarak, Türkiye'nin 'normalizasyon' sürecine 'çok güçlü' bir şekilde dönen ender ülkeler arasında olmasını sağlayacak. Bu arada, gerek talep tarafındaki sınırlı gerileme, gerekse de arz tarafında 'üretimi durdurmama'mız sayesinde, bu sürecin enflasyona olumlu yönde yansıyacağına da şahit olacağız.
Nitekim, TCMB'nin enflasyon raporu doğrultusunda, Başkan Murat Uysal yıl sonu enflasyon öngörüsünü yüzde 8,2'den yüzde 7,4'e çektiklerini, yaz ortasından itibaren enflasyonda aşağı doğru trendin hızlanacağını vurguladı. Türkiye'nin tarım ve gıda üretimini kesintisiz sürdürme stratejisi, TCMB'ye gıda enflasyonu beklentisini de 0,3 puan aşağı revize etme imkanı sağladı. Küresel petrol fiyatlarındaki sert kırılma da, Türkiye'ye hem fiyat istikrarı, hem de dış ticaret ve cari işlemler açığı boyutunda, finansal istikrar açısından hareket alanı sağlayacak. Dünya ekonomisi 'normalleşme' sürecine geçerken, en seri 'tedarikçi' ülke olarak, ihracatta yeniden rekorlara dönme olasılığı, hiç şüphesiz ki 3. ve 4. çeyrek büyüme oranlarına da olumlu yansıyacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)