Petrole ‘veda’ zamanı
Fosil bazlı enerji, yakıt türevlerinin tümü, kullanımları sonrasında havaya ciddi bir karbon salınımına sebep oluyorlar ve 'sera etkisi'ne bağlı olarak, kutuplardan başlayarak, insanoğlunun güneşin zararlı ışıklarından korunması için vazgeçilmez olan 'ozon tabakası' da zarar gördü. Bu durum, bilhassa son 10 yılda, hidro, rüzgar, jeotermal, güneş ve biyobazlı 'yenilenebilir enerji' teknolojilerine olan eğilimi katladı. Ve, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki sıçramanın da etkisi ile, 2050'den sonra biteceği düşünülen 'petrol çağı', anlaşılan o ki, 2030'da sonlanacak.
Bu nedenle, zaten, en geç 2024- 2025 döneminde küresel petrol fiyatlarının 20 dolar düzeyinde bir seviyeye oturacağı ve sonrasında 20 doların altında bir fiyat seviyesini görmeye de alışacağımız bir dönem bizi bekliyor. Bir diğer fosil bazlı yakıt olan kömürde 2015'den itibaren kırılma başladı. Bunu petrol takip edecek. Sonrasında ise, 'doğalgaz'a bağımlılığın 2050- 2060 döneminde azaldığına şahit olacağız. Bu nedenle, 2020 ile birlikte, 'petrole veda zamanı' başlamış durumda. Peki, pazartesinden bu yana , petrol kontratlarındaki negatif fiyatlama nasıl oluştu?
İlk başlarda, spot, yani günlük ve vadeli olarak yapılan alım-satım kontratlarının temel amacı, fiziki olarak varil ham petrolün teslimatına yönelikti. Ancak, 1990'lı yılların sonlarına doğru, emtia kontratları alanını küresel finans piyasasının profesyonelleri ve küresel spekülatörler keşfettiler ve sanki hisse senedi ve tahvillerde yeterince spekülasyon yapmıyorlarmış gibi, emtia, yani hammadde ve mal alımsatım vadeli kontratlarında da spekülasyona başladılar. Son 10 yılda, vadeli petrol kontratlarını satın alan yatırımcıların yüzde 98'i spekülasyon amacıyla; sadece yüzde 2'si gerçek fiziki alım-satım için yapar hale geldi.
Dolayısıyla, petrolle işi olmayan spekülatörlerin paniği ile, mayıs ayı kontratlarında, tarihte ilk kez petrol fiyatları negatifi gördü. Günlük piyasada petrol fiyatları bundan sonra 20 dolar civarında seyredeceğinden, Çin, Japonya, Güney Kore ve Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler ise, faturalarının azalmasından doğal olarak nemalanacaklar. Koronavirüs salgınıyla ilgili endişeler azalana kadar, petrol fiyatlarındaki toparlanma zor gözüküyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)