İnsanoğlunun yaşamına 1859'daki yoğun araştırma ve yeryüzüne çıkarma kuyularıyla giren petrol, yani 'kara elmas', 160 yıldan bu yana hayatımızın vazgeçilmez bir hammaddesi. Sadece pek çok taşıt aracı gerekli olan akaryakıt değil, aynı zamanda petro-kimya ürünlerinin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan her ürünün üretiminde, tekstilden çöp torbasına, rüzgar enerjisindeki kanat üretiminden uçak ve uzay teknolojilerinde pek çok alanda kullanıldığını biliyoruz. Bununla birlikte, ham petrolün en çok taşıt araçlarına akaryakıt ve enerji üretimi amaçlı kullanıldığının farkındayız.
Fosil bazlı enerji, yakıt türevlerinin tümü, kullanımları sonrasında havaya ciddi bir karbon salınımına sebep oluyorlar ve 'sera etkisi'ne bağlı olarak, kutuplardan başlayarak, insanoğlunun güneşin zararlı ışıklarından korunması için vazgeçilmez olan 'ozontabakası' da zarar gördü. Bu durum, bilhassa son 10 yılda, hidro, rüzgar, jeotermal, güneş ve biyobazlı 'yenilenebilirenerji' teknolojilerine olan eğilimi katladı. Ve, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki sıçramanın da etkisi ile, 2050'den sonra biteceği düşünülen 'petrol çağı', anlaşılan o ki, 2030'da sonlanacak.
Bu nedenle, zaten, en geç 2024-2025 döneminde küresel petrol fiyatlarının20 dolar düzeyinde bir seviyeyeoturacağı ve sonrasında 20 dolarınaltında bir fiyat seviyesini görmeye dealışacağımız bir dönem bizi bekliyor. Bir diğer fosil bazlı yakıt olan kömürde 2015'den itibaren kırılma başladı. Bunu petrol takip edecek. Sonrasında ise, 'doğalgaz'a bağımlılığın 2050-2060 döneminde azaldığına şahit olacağız. Bu nedenle, 2020 ile birlikte, 'petrole veda zamanı' başlamış durumda. Peki, pazartesinden bu yana , petrol kontratlarındaki negatif fiyatlama nasıl oluştu?
İlk başlarda, spot, yani günlük ve vadeli olarak yapılan alım-satım kontratlarının temel amacı, fiziki olarak varil ham petrolün teslimatına yönelikti. Ancak, 1990'lı yılların sonlarına doğru, emtia kontratları alanını küresel finans piyasasının profesyonelleri ve küresel spekülatörler keşfettiler ve sanki hisse senedi ve tahvillerde yeterince spekülasyon yapmıyorlarmış gibi, emtia, yani hammadde ve mal alımsatım vadeli kontratlarında da spekülasyona başladılar. Son 10 yılda, vadeli petrol kontratlarını satın alan yatırımcıların yüzde 98'i spekülasyon amacıyla; sadece yüzde 2'si gerçek fiziki alım-satım için yapar hale geldi.
Dolayısıyla, petrolle işi olmayan spekülatörlerin paniği ile, mayıs ayı kontratlarında, tarihte ilk kez petrol fiyatları negatifi gördü. Günlük piyasada petrol fiyatları bundan sonra 20dolar civarında seyredeceğinden, Çin, Japonya, Güney Kore ve Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler ise, faturalarının azalmasından doğal olarak nemalanacaklar. Koronavirüs salgınıyla ilgili endişeler azalana kadar, petrol fiyatlarındaki toparlanma zor gözüküyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.