‘Post-Koronavirüs’ dönem için 6 başlık
Birincisi, nakit para kullanımını azaltmaya yönelik yeni bir süreç hız kazanacak. En fazla, mikrop, bakteri, virüs taşıyan, elden ele dolaşan nakit paradan, dijital paraya geçiş hızlanacak.
İkincisi, küresel dijital platformlara yönelik 'bireysel mahrumiyet' ve 'kişisel verilerin korunması'na yönelik tartışmaları, insanların vücuduna 'çip' takılması boyutunda, yeni bir sürece taşıyacak. 'Virüse yakalanmak' korkusu, insanları bireysel mahrumiyetinden fedakarlığa zorlayacak ve 'küresel müesses nizam' 'kişisel mahrumiyeti' korumaya yönelik devlet tedbirlerini eleştirecek. Devletlerin kontrolü dışında internet imkanı gibi başlıklar hız kazanacak.
Üçüncüsü, 'ulus-devletçiler' ile 'küreselciler' arasında tırmanan savaşın en çetin raunduna gireceğiz. Ulus-devlet kavramını sonuna kadar savunan tüm liderleri 'virüs salgını' ile köşeye sıkıştırmaya çalışacaklar. Brexit'i savunan İngiltere Kraliçesi ve görevi devretmesi beklenen Prens Charles'ın koronavirüs testleri 'pozitif' çıktı. Geçtiğimiz perşembe, İngiltere'nin eski Başbakanı Gordon Brown ise, virüsle mücadelede ivedilikle 'küresel hükümet' kurulmasını önerdi. Bunun anlamı, 'ulus devletler'in yenilgisi.
Dördüncüsü, bu virüs salgını, devletlerin ve şirketlerin yönetim tarzını bütünüyle değiştirecek. Konvansiyonel tarzda 'yatay' veya 'dikey' organizasyon yapıları demode ilan edilecek. Devletler ve şirketler çalışanlarını 'uzaktan erişim'le çalıştırmaya ikna edilecek, yönlendirilecek. Açık ofis kavramı, şirket merkezi kavramı sorgulanacak. Dünyada gayrimenkul ve inşaat faaliyetleriyle ilgili yepyeni anlayış ve yaklaşımlar gündeme gelecek. Süreç, dönüp dönüp, 'ulus-devlet' kavramının sorgulanacağı bir noktaya getirilmeye çalışılacak.
Beşincisi, küresel teknoloji şirketlerinin ve dijital platformların ne kadar vazgeçilmez olduğu daha perçinlenecek. E-ticaret, e-ihracat ve paylaşım ekonomisi Y ve Alfa Kuşağı için vazgeçilmez kılınacak. Bu iki kuşakta da, mülkiyet edinme eğilimini sonlandırmaya çalışacaklar. Yeni kuşağın tam 'dijitalleşme'ye dayalı 'sosyal izolasyon'u en yakın dostunun 'akıllı cihazlar' olduğu bir yaşam tarzı empoze edilecek.
Altıncısı, 'ulus-devlet'i savunanlar için ağır bir sınav dönemi olacak. Tüm 'küreselleşme' taraftarı baskılara karşın, 'milli sanayi' hamlesini savunmayı sürdürecekler. 'Sınırları tümüyle kaldırma'nın savunulduğu bir konjonktürde, küresel ticaretin bütünüyle serbest bırakılmasının savunulduğu bir dönemde, 'ulus-devlet' kavramı ışığında, ülkeler savunmanın yanı sıra, sağlık, bilişim, siber alt yapı ve enerjide 'kendine yeten ülke' olmak adına büyük bir mücadeleye soyunacaklar. Küresel sağlık, bilişim ve enerji şirketlerinin tüm baskı ve lobi faaliyetlerine rağmen. Türkiye olarak, bu sürece 'Milli Egemenlik'i önceliklendiren bir anlayışla hazırlanmalıyız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)