TCMB’den ‘12’den ‘nakit’ adımı
Koronavirüs salgının sebep olduğu 'küresel kriz', hiç tartışmasız, dünya genelinde bir 'nakit iştahı'nı, 'likidite talebi'ni de ciddi manada tetikledi. Bunun en temel kanıtlarından birisi, altın satışları. Tüm varlık ve yatırım araçlarının satıldığı ve nakde dönüştürüldüğü bir sürecin içinden geçiyoruz. Bu nedenle, merkez bankalarının para politikası faiz oranlarını indirmeleri sürecin bir bacağı ise; alınan likidite, 'piyasadaki nakdi rahatlatma' tedbirleri ise diğer bacağı oluşturmakta.
Bu nedenle, başta TCMB; böyle 'olağanüstü' dönemlerde, merkez bankalarınca para politikası şekillendirmesi üç sacayağına dayalı olarak kurgulanır. Birincisi, paranın maliyetini azaltmaya yönelik tedbirler; ki kendisini faiz indirimleri ile gösterir. TCMB'nin temel para politikası faiz oranını yüzde 10,75'den 9,75'e çekmesinin anlamı budur. İkincisi, bankaların likiditesini, yerli ve yabancı para cinsinden fonlama imkanlarını rahatlatacak; genişletecek; bankacılık sisteminin piyasada daha uygun koşullarda ve daha fazla fonlama yapmasını sağlayacak adımlar.
Nitekim, TCMB'nin mevcut gün içi ve gecelik vadedeki hazır imkanların yanı sıra, 91 gün vadeli repo ihaleleriyle piyasada likidite verecek olması, piyasa yapıcı bankalara açık piyasa işlemleri çerçevesinde tanına likidite imkanına ilişkin limitlerin arttırılması; swap ihalelerinde doların yanı sıra euro ve altın karşılığı düzenleme imkanı, yabancı para tüm yükümlülüklerde ve tüm vade dilimlerinde zorunlu karşılık oranlarının 500 baz puan indirilmesi ve krediye dönüştürülebilecek 5,1 milyar dolarlık ek imkan, hayli önemli ve gerekli adımlar.
Üçüncüsü ise, reel sektöre doğrudan destekleyecek adımlar. Bankaların reel sektöre sağladığı ve sağlayacakları kredi performansı, bankaları hedefli ilave likidite imkanına kavuşturacak. Dolayısıyla, TCMB bankaları makul düzeyde reel sektör kredi performanslarını artırmaya teşvik etmiş oluyor. Ayrıca, ihracatçı firmalarımızın reeskont kredilerinin geri ödemesinde 90 güne kadar vade uzatımı; böyle zorlu bir dönemde ihracatçılara 7,6 milyar dolarlık bir 'nefes aldırma' anlamına gelmekte.
Ayrıca, reeskont kredilerinde,hali hazırda kredi taahhütleri açık olan reeskont kredilerinin kapama süresinin 24 aydan 36 aya çıkarılması; mevcut reeskont kredilerinin azami vadesinin de kısa kullanımda 120 günden 240 güne, daha uzun vadeli kullanım da ise 720 güne çıkarılması, tam da ihracatçımızın, reel sektörün beklediği adımlar. TCMB reel sektörün 'finansman beklentisi'ni tam '12'den vurdu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)