‘Petrol Savaşı’nda uçurum diplomasisi
Bu yaklaşım, geçtiğimiz hafta sonu, beklenmedik bir alana daha, bölgesel ve küresel 'petrol savaşları' alanına da sıçradı. Suudi Arabistan'ın hem kurucu ve hem de lider pozisyonunda yönettiği Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı OPEC ile Rusya arasında yürütülen 'petrol üretimini kısma ve petrol fiyatlarını toparlama' müzakereleri, Rusya'nın üretimi kısmayı reddetmesi sonrasında, Suudi Arabistan'ın sattığı petrolün fiyatına 'damping' yapıp, üretimi arttırma kararıyla yeni bir safhaya geçti. Ancak, 'petrol savaşları'ndaki bu yeni safha, öncelikle Suudiler ve Ruslar açısından, sonrasında da Amerikalılar açısından bir 'rus ruleti' izlenimi veriyor. Böyle bir 'enerji' savaşında, kurşunu kendi eliyle kimin kafasına sıkacağı belli olmaz.
Geçtiğimiz pazartesi, bir kaç saatte yüzde 30 fiyat gerilemesiyle, 1991'den bu yanaki en sert fiyat kırılmasını yaşayan ham petrol fiyatları, Suudiler ile Ruslar arasındaki 'rus ruleti'nin boyutları dikkate alındığında, Rusya Merkez Bankası'nın 30 günlüğüne döviz alımını yasaklamasına şaşmamak lazım. Çünkü, iki ülke de 'tetiği çekerken', merkez bankalarındaki döviz rezervinden başka güvenebilecekleri bir imkanları yok. Suudi Arabistan'ın bütçe dengesi açısından petrol fiyatlarında 70-85 dolar aralığı, Rusya için ise 53-67 dolar aralığı kritik eşik. Bilhassa, 'koronavirüs salgını'nın sebep olduğu 'talep şoku' nedeniyle, en az 6 ay daha 40 doların dahi altında seyredecek bir ham petrol varil fiyatı, gerek Suudi Arabistan, gerekse de Rusya'nın canını acıtacak.
Bir ilginç detay. Hafta sonu, Suudiler ile Ruslar arasında patlak veren petrole dayalı 'rus ruleti', ilginçtir. tam da veliaht prens bin Selman'ın kendisine yönelik bir darbe teşebbüsü iddiasıyla eski veliaht prens ve çok sayıda prensi tutuklattırdığı bir döneme denk geldi. Bin Selman, Rusya'yla giriştiği 'petrol savaşı'yla, Başkan Trump'a 'beni destekle' mesajı da veriyor olabilir. Başkan Trump'ın ise, seçim yılı vesilesiyle, Amerikan halkına ucuz akaryakıt sağlayacağı gerçeğiyle, bu durumdan memnun olduğunu hissettirmesi ise ipucu veriyor. Ta ki, ABD'nin 'kaya gazı ve petrolü' üreticisi enerji şirketleri 'batma noktası'na gelene kadar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)