TCMB'nin bugün gerçekleşecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik beklentilerde yerli ekonomistler faiz kararı konusunda daha'temkinli', yabancı ekonomistler ve finans kurumları ise daha 'agresif' gözüktüler. Yabancı ekonomistler 0,25 ile 0,50 puanarasında bir faiz indirimi beklerken, yerli ekonomistler faizlerin 'sabit' kalmasını bekliyorlar. Bir iktisatçı olarak, üç nedenden dolayı TCMB PPK'nın bugünkü toplantıda politika faizini 'sabit' tutmasının doğru olacağını ifade edebilirim. Birinci neden, küresel belirsizlikler. 2020'nin ilk çeyreği, koronavirüs krizi dahil, dünya ekonomisi ve küresel ticarete ciddi sıkıntılar yükledi. Küresel emtia fiyatları bu nedenle karışık bir seyir izliyor. Petrol fiyatları gerilerken, dünya imalat sanayinin önemli bir tedarikçisi konumunda olan Çin'in sebep olabileceği arz eksikliği, başka ihracatçı ülkelerce bir 'fiyat artışıfırsatı' olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, küresel enflasyonun seyri karışık sinyaller veriyor. Bu durum, TCMB açısından, küresel emtia fiyatlarının Türkiye Ekonomisi'ne ithalat kanalından etkisini görmeyi gerekli kılabilir. İkinci bir önemli nokta; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın koordinasyonunda, Türkiye'nin büyüme patikası noktasında önemli bir 'aks değişikliği' sürecinde olduğu gerçeği. Bir kaç yıl öncesine kadar, iç talep, iç talep deyince de hane halkı tüketimi ve kısmen kamu harcamalarına dayalı bir büyüme süreci yaşadık. Oysa, bugün, 'dengeleme-disiplin' dönemi sonrasında, Bakan Albayrak Türkiye Ekonomisi'nde 'köklü bir değişim'e liderlik ediyor ve bu süreç artık özel sektör yatırımları ve ihracata dayalı, cari işlemler dengesinde sürdürülebilirliği gözeten; üretim artışıyla da arztalep dengesine dayalı fiyat istikrarını, enflasyonla mücadele sürecini önceliklendiriyor.
Bu nedenle, TCMB PPK'nın faiz indirimlerini sürdürmesi, iç talebin bir kez daha tüketim harcamaları ağırlıklı hareket etmesine ve büyümede yeni bir patikaya geçişi engelleyecektir. Bugün, hane halkını yeterince tasarrufa özendirdiğimiz, TL cinsinden tasarrufların artmayı sürdüreceği ve artan tasarrufların özel sektör tarafından yatırıma dönüştürüleceği bir sürece ihtiyaç duyuyoruz. Bu da, politika faizinin neden değişmemesi gerektiği konusunda 3. gerekçeyi oluşturuyor; döviz kurlarında istikrarın sürdürülmesi.
Çünkü, faiz indirimlerin devam etmesi, döviz kurlarında yeniden yükselişi, kıpırdanmayı, dalgalanmayı ve Türkiye Ekonomisi'ne yönelik belirsizlik algısını yeniden hareketlendirirse, bu tablonun hem özel sektör yatırımlarını geciktirici, hem de enflasyon algısını bozacak etkileri olacaktır. Bu nedenle, TCMB'nin atacağı her adım dikkatle gözlenecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.