‘Koronavirüs’ün rivayeti daha büyük tehdit
ABD Başkanı Trump'ın 'ticaret savaşları' kurgusu da doğrudan Çin'in 'Made in China 2025' Stratejisi'ni hedef alıyor.
Çin'in ABD'nin ithalatında yüzde 14'lük bir ağırlığı var.
Önde gelen AB ülkelerinin çoğunun ithalatında Çin'in payı yüzde 20'nin üzerinde.
Bu oran Hollanda'da yüzde 30'a yakın. Aynı oran Japonya için yüzde 25,6.
Dünya imalat sanayiinde Çin mallarının payı yüzde 20. Güney Kore ve Japonya'nın imalat sanayiinde Çin malı ürün oranı yüzde 40; ABD, Rusya, Meksika ve Brezilya'da yüzde 25 ile 30 arası. Daha 20 sene önce, Çin'in küresel otomotiv endüstrisindeki üretim payı yüzde 10'u zor bulurken, bugün aynı oran yüzde 29,8. Tüm bu rakamlar, koronavirüs tehdidine bağlı olarak, dünya çapında hastalığa yönelik 'rivayetler' daha da yoğunlaşırsa, küresel çapta bir 'tedarik krizi' yaşanacağına işaret ediyor.
Singapur'un finans merkezinde hastalığa yakalananlara yönelik haberler, küresel piyasaları Çin dışı vakalarda artışa yönelik aşırı bir endişeye yönlendirmiş durumda.
Bu nedenle, uluslararası iş görüşmeleri bir yana, Çin'e tedarik toplantıları veya fuarlar için ziyaretleri de durma noktasına getirmiş durumda. Uluslararası havayolu şirketlerinin çoğu ay sonuna kadar Çin'e seferlere başlamamak konusunda kararlı. Bu gelişmeler, uluslararası medyada, en güçlü 'alternatif' tedarikçi olarak, gözleri Türkiye'ye çevirtmiş durumda. Hastalığın yayıldığına dair 'rivayetler', salgının kendisinden daha büyük bir korkuya sebep olması nedeniyle, dünya ekonomisinin 2020'nin ilk çeyreğindeki performansını ciddi manada tehdit eder hale gelmiş durumda.
Şubat sonunda Barselona'daki Mobil Dünya Kongresi'ne dahi Güney Kore'den LG Electronics, İsveç'ten Ericsson, ABD'nin çip şirketi NVIDIA'dan ve Amazon da bu yıl konferansa katılmayacağını bildirdiler. Türkiye'nin, küresel ölçekte havayolu seyahatlerinden duyulan endişeyi dikkate alarak, bu dönemde ortaya koyacağı 'güvenilir liman' tedarikçi konumunu perçinleyecek adımlar için, ABD ve AB'de, Latin Amerika'da ve Afrika'da yoğun 'yüz yüze görüşme' (B2B) trafiğine ağırlık vermesi doğru, akılcı bir strateji olabilir. Türkiye'nin bu becerisini artı bir değere dönüştürmesi, 2020 gibi bir zor yılda da ihracatta yeni rekorlar kırmasını sağlayacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)