2008 küresel finans krizinden bu yana, 11 yılı aşan bir süredir, küresel ölçekte çalışabilir nüfusu iş imkanıyla buluşturacak ölçüde bir 'yatırım hamlesi'nin bir türlü gerçekleşemiyor olması ekonomistleri düşündürüyor.
Avrupa'dan Amerika'ya, Afrika'dan Asya'ya, her kıtada bu sorun kendisini göstermekte.
Elbette ki, ülkeden ülkeye bu sorun farklı boyutlarda yaşanıyor. İçinde bulunduğumuz ocak ayında 'Küresel EkonomikGörünüm' Raporu'nu açıklayan Uluslararası Para Fonu (IMF), 2020 için büyüme tahminini bir kez daha 0,2 puan aşağı çekerek yüzde 3,3 olarak revize etti.
2019'da dünya ekonomisinin yüzde 2,9 büyüdüğünü belirten IMF; 2022 için ise yüzde 3,4'lük bir küresel büyüme öngörüyor. IMF; dünya genelinde büyümenin en kritik noktasının 'yatırımhamlesi' olduğunu belirtmekte.
Ağırlıklı olarak özel sektör yatırımları ve kamu alt ve üst yapı yatırımları ağırlıklı bir hamle, aynı zamanda küresel ölçekte istihdamı da hareketlendirmiş olacak.
IMF, önde gelen merkez bankalarının göreceli 'genişletici' para politikası tedbirleri sayesinde, yatırımların finansmanına yönelik zorlukların azalacağını öngörmekte.
IMF, bu çerçevede, Türkiye'deki iyileşme ve yatırımlardaki olası hareketlenme ile Rusya'daki canlılık sayesinde, yükselen Avrupa bölgesinin büyüme beklentisini de 2020 ve 2021 yılları için yüzde 2,5'a yükseltti. Bu bölgenin 2019 yılı büyümesi ise yüzde 1,8 olarak açıklandı. 2019 yılında yüzde 1,2 büyümüş olduğu açıklanan Euro Bölgesi için ise, IMF 2020 öngörüsünü 0,1 puan azaltarak yüzde 1,3'e çekti. 2021 için ise yüzde 1,4. IMF'in küresel büyümeye yönelik öngörüsündeki gerilemenin öncelikli nedeni ise Hindistan ve benzeri yükselen ekonomilerdeki olası yavaşlama.
Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise, mevcut küresel ekonomik tabloya bağlı olarak, 2020 yılında dünya genelinde 2,5 milyon kişinin daha küresel işsizlik rakamına ekleneceğini öngörerek, 15 yaşından büyük 5 milyar 700bin kişinin iş görebilir olarak dünyada 188 milyon kişinin işsizlik ile karşı karşıya kalacağı öngörüsünü paylaştı. 165milyon kişinin de yeterli işi olmadığına ve haftada sadece kısıtlı saatlerde çalışabildiğine işaret eden ILO, bu kişilerin onurlu bir yaşam sürebilmek için yeterli kazanç elde edemediğini de işaret etmekte. 120 milyon kadın ve erkeğin de hayal kırıklığı nedeniyle istihdam piyasasından çekildiğine ya da engellemeler ve ayrımcılık nedeniyle iş piyasasına erişimi olmadığına dikkat çekilmekte.
ILO'nun raporunda, özellikle 15-24yaş aralığındaki gençlerin durumununda altı çizilerek, bu yaş grubundaki267 milyon kişinin bir işi, aynı zamandaeğitimi ya da bir okul diplomasıolmadığı ifade ediliyor ve bu durum'ürkütücü' olarak nitelendiriliyor. Avrupa'da işsiz sayısının 2020 yılında 15 milyon 600 binden 15 milyon300 bine gerilemesini beklese de, ILO küresel ekonominin sıkıntılı başlıkları olan ticari engellerin ve korumacılığın, küresel ticaret savaşlarının etkisindeki ülke ve bölgelerde işsiz sayısını arttırmasından da; ABD, Almanya veİngiltere gibi ülkelerde sosyal adaletsizliğin artmasından da endişeli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.