‘Normalleşme’den ‘yüksek kapasiteli büyüme’ye
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, yakın tarihimizde eşine rastlanmayacak bir maharetle, dünyanın süper güçleriyle son derece komplike, sofistike, ağır gündemleri, müzakereleri etkili bir şekilde yürüterek, Türkiye'nin ve sınırlarının güvenliği adına çok önemli başarılara imza attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettikleri gibi, Türkiye'nin küresel ekonomi-politikteki konumuna yönelik, artık 'yeni bir dönem' başlıyor.
Aynı tablo, ekonomi alanı için de kendisini hissettirmekte.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın liderliğinde, Türkiye Ekonomisi'nde 'büyük bir değişim'in eşiğindeyiz. Bu değişim sürecinin en önemli hedeflerinden birisini 'yüksek kapasiteli ve sürdürülebilir büyüme' olarak tanımlamayabiliriz. 'Yüksek kapasiteli ve sürdürülebilir büyüme'nin temel unsurları olarak, fiyat istikrarı ve finansal istikrara yönelik kalıcı, etkili çözüm ve yol haritalarının yanı sıra, üretimin ve ihracatın uzun vadeli finansmanına yönelik önemli adımların atıldığı ve atılacağı bir sürecin içinden geçiyoruz.
Türkiye Ekonomisi, tarihinde görmediği 3 ağır kur saldırısının etkilerini tüm kurumlarını seferber ederek bertaraf etmeye çalışırken, 1 yıl gibi kısa bir sürede bu kadar geniş kapsamlı bir 'ekonomik saldırı'nın enflasyon ve büyüme gibi makro veriler üzerindeki negatif etkisini silmek ve 'normalleşme'yi tamamlamak dünyada çok az ülkeye nasip olmuştur.
Yüzde 28'leri bile görmüş banka kredi faiz oranlarını 1 yıl içerisinde, yarından geçerli olmak üzere yüzde 11-13,5 bandına indirebilmek, bu süreci finansal istikrarın önemli bir sac ayağı olarak, cari işlemler dengesini de yakalayarak başarmak kritik önemde.
Bakan Albayrak'ın müjdesini verdiği adımlarla, 3 kamu bankası aracılığıyla, 'ekonomik saldırı'nın istihdam üzerindeki negatif etkisini bertaraf edecek stratejik hamle;
Türkiye'nin küresel rekabetteki konumunu güçlendirecek şekilde, şirketlerimizin, firmalarımızın üretim ve ihracat maliyetlerini azaltacak düzenlemeler; Türkiye Ekonomisi'nin üretim ve ihracat gücünü yüksek katma değere dönüştürecek 'İVME Paketi', hammadde ve ara mamullerde, makine ve teçhizatlarda 'yerlileştirme' hamlesi, Türkiye Ekonomisi için 'yüksek kapasiteli ve sürdürülebilir büyüme'ye geçişin anahtarlarını oluşturmaktalar.
Bu süreci, tarım ve gıda fiyatlarında kalıcı istikrarı sağlayacak yatırım hamleleriyle, imalat sanayinde üretimi ve arzı destekleyecek yeni yatırım hamleleriyle taçlandıracağız. Son 1yıllık performans, 'küreselci' dostlarına yaranmak adına, Türkiye Ekonomisi'nin küresel algısına 'acımasız' ve 'ahlaksız' saldırılarda bulunun tüm 'soytarılar'ı, tüm 'itibar süikastçileri'ni de yerle yeksan etti. 'Yüksek Kapasiteli Büyüme' Türkiye'yi 2023 ve 2030 hedeflerine azimle taşıyacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)