Çeliklenmiş ‘Milli İrade’yle, ‘100. Yıl’a
Bir yüzyıl önce, Osmanlı'nın son dönemi itibariyle, devlet ve toplum bazında, insani ve idari boyutları çok ağır bir sınav verdik. 1821'den itibaren, Avrupa devletlerinin koordinasyonunda, Osmanlı'nın sahip olduğu topraklardaki yer altı ve yer üstü zenginliklerini koparmaya yönelik 'kanlı' bir operasyon süreci, yüzyıllardır milyonlarca kilometre karelik bir alanın kontrolünü elinde bulunduran bir 'Cihan Devleti'ni ve Türk halkını Anadolu'da küçücük bir alana hapsetmeyi hedeflemişti. Bu kanlı operasyonu, dünya tarihi açısından ünü Asya'nın en uzak noktalarından, Afrika ve Latin Amerika'ya uzanan destansı bir mücadeleyle, Atatürk ve silah arkadaşlarının 'Kurtuluş Savaşı Destanı'yla yerle yeksan ettik.
96 yıl önce, bu topraklara ilham veren Cumhuriyetimizi güçlü bir birlik- beraberlikle kurduk. Ve, 96 yılının büyük bir bölümü, Milli İrademizin, Milli Egemenliğimizin, Birlik ve Beraberliğimizin kimi zaman ağır sınamalardan geçtiği, kimi zaman da çeşitli ülkelerce, kimi zaman küresel yapılarca; acıdır ki, her daim onların ülke içerisindeki uzantılarıyla kurgulanan 'kanlı' operasyonlara maruz kaldığımız zorlu bir dönemdi. Ne mutlu ki, bu zorlu dönemin bütününden, Milli İrademizle, birlik ve beraberliğimizle her defasında daha güçlenerek, Milli Egemenliğimizi daha da perçinleyerek, dünya ölçeğinde daha destansı bir başarıya imza atarak çıktık.
Bugün, Cumhuriyetimizin 100. yılına emin adımlarla ilerlerken, Avrasya'nın 'oyun kurucu' ülkesi olarak, 'kapsayıcı kalkınma' anlayışımızla, 'kazan-kazan' ilkesine dayalı çok yönlü, çok katmanlı bir bölgesel ve küresel diplomasi ağı oluşturmuş durumdayız. Bu sayede, dünya ekonomi- politiğinin süper güçleriyle, küresel diplomasinin yeniden şekillendirildiği müzakere masalarında, bölgemizin geleceği için önemli kararlara, önemli mutabakatlara birlikte imza atıyoruz.
'Çeliklenmiş' bir 'Milli İrade'yle, Türkiye'yi 21. Yüzyıl'ın en kritik önemde ilk 10 ülkesi arasına taşıyacak bir kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Her mücadelemizden yeni öğretilerle, yeni tecrübelerle, bölgemizdeki onlarca ülkeye ilham ve cesaret verecek başarılarla çıkıyoruz. Yeter ki, 'birlik ve beraberliğimiz' daim olsun, 'Milli Egemenliğimiz' ve 'Milli İrademiz' sonsuza kadar bu topraklarda 'bağımsızlığımız'ın yegane teminatı ve karakterimizin ana nüvesi olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)