Normalleşme hızla ekonomiye yansıyor
İlginçtir, Türkiye ekonomisi konusundaki tahminlerinde, bilhassa belirsizliklerin arttığı dönemlerde yalpalayan, aşırı kötümser bir çizgiye sürüklenen, hatta kötümserlik boyutunda ciddi ciddi saçmalayan uluslararası finans uzmanları ve yabancı ekonomistler, bu defa, TCMB'nin dünkü PPK toplantısından çıkan karara yönelik tahminlerinde yerli ekonomistlerden daha başarılı oldular. Bu nedenle, yabancı ekonomistlerin beklentileri zaten bu yönde bir karar çıkması noktasında yoğunlaştığından, piyasa TCMB'nin 2,5 puanlık faiz indirim kararını doğru ve alkışlayıcı bir şekilde fiyatlandırdı. 16 Mayıs 2019'da yüzde 26'yı aşmış olan 2 yıl vadeli tahvil faiz oranı da, TCMB'nin son kararı ile, yarı yarıya gerileyerek, yüzde 13.30'un altını zorluyor.
Bu noktadan hareketle, 2018 yılı ağustos ayında ABD'nin Türkiye yönelik olarak başlattığı ekonomik saldırı ve bu saldırıya bağlı olarak yürütülün dolar kuru operasyonu esnasında, operasyonun etkilerini zayıflatmak, döviz kurlarındaki aşırı oynaklığı durdurabilmek adına TCMB'nin gerçekleştirdiği yüklü faiz artışlarının yüzde 90'ını geri aldığımız bir noktaya geldik. 2018 yılı ağustos ayı seviyesine dönmeye 0.5 puan, bunun da gerisine düşmeye 1 puan kaldı. Tekrar vurgulamak açısından, kasım ayı enflasyonun da olumlu bir tablo ortaya koyması halinde, TCMB'nin aralık ayı toplantısında 1.5 puanlık bir faiz indirimi daha yapması halinde, yılı yüzde 12,5 düzeyinde bile tamamlayabiliriz.
Tüm bu tablo, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın da defalarca altını çizdiği gibi, bağışıklık sisteminin güçlü olması ve bankacılık sisteminin şokları absorbe etme kabiliyetine bağlı olarak, 14 ayda önemli bir 'normalleşme' başarısı ortaya koydu. TCMB de, bu 'normalleşme başarısı'nın Türkiye ekonomisine yatırım, istihdam ve ekonominin canlanması boyutunda hızla yansıması adına, beklenen adımları gecikmesiz atıyor. Yılın son çeyreğinde olası bir pozitif büyümenin güçlü çıkmasıyla, 2019'un bütününü pozitif bir büyüme ile kapatma olasılığına bir adım daha yaklaştık.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)