‘Trump’ın ‘küreselciler’le savaşı sertleşecek
Geride bırakılan 30 yıl, uluslararası ölçekte 'özel imtiyazlar'a sahip elit bir yapının kendi göre 'doğru'ları dayattığı; ancak dünya vatandaşlarınca kabul görmemiş bir 'küreselleşme' anlayışının sebep olduğu pek çok travmanın dünyamızı belirsizlikler ve kaygılarla dolu bir geleceği sürüklediği 'ağır' bir gerçekle yüzleşmemiz oldu. Dünyanın pek çok noktasında insanı felaketleri tetiklemiş; 'kural tanımaz' finans baronlarının, silah endüstrisi baronlarının nemalandığı, amorf, kaygı verici düzeyde 'asimetrik tehditler'i barındıran bir küresel ekonomi-politiğin içine düştük. Ve, bu tablonun baş tetikçiliğini de, son 35 yıldır Washington'a çöreklenmiş bir 'küreselciler' grubu oynadı.
ABD'nin başkentinin karanlık dehlizlerini bir ahtapot gibi kavramış bu 'tehlikeli' yapı, bugün Amerikan vatandaşlarının geniş bir kesiminde yükselen isyanı ve reddedişliği de tetiklemiş durumda. Başkan Trump, tam da bu 'damar'ı yalayarak Başkan oldu. Ve, 'küreselciler'le savaşa girişti. Ve, bu savaşın bedelini medya üzerinden ağır bir saldırıyla ve ABD Kongresi'ndeki 'küreselci grup'un 'azil' tehditleriyle ödüyor. 'Gelecek küreselcilerin değil, vatanseverlerin olacaktır' sözünü BM Genel Kurulu'nda sarf etmesinden hemen sonra, Kongre'de azil süreci için düğmeye basıldı.
Bugün, küreselciler '1. Raund'u kaybetmiştir. Televizyon nasıl ki 'Soğuk Savaş'ı bitirdiyse, küreselcilerin dünyaya dikte etmeye çalıştığı 'amorf' bir küreselleşme anlayışını da 'internet'in gücü bitirdi. Ne ilginçtir ki, küreselcilerin 'algı' silahı olarak kullanışlı bir alan olarak gördükleri internet uzayı, tehlikeli planlarının da deşifre olmasına sebep olan alan oldu. Ama, yenilgiyi kabullenmemek adına, dünyayı kasıp kavurmayı göze aldıkları bir 'delilik' ile herkesi tehdit etmeyi sürdürüyorlar. Ancak, 'vatanseverlik' dokusunda yoğunlaşan bilinç yükseliyor ve tüm dünyayı kucaklayacak bir 'küreselleşme' anlayışı kabul görene kadar yenilmeye mahkumlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)