TCMB’nin kararını doğru fiyatlandıralım
Birinci tipi oluşturan grup, uzunca bir süredir pazarladıkları karanlık senaryoların tutmamasıyla ofsayda düşmüş olanlar.
Ofsayda düşmekten kurtulmak için ise, her fırsatta aynı karanlık senaryoları yeniden temcit pilavı gibi, pişirip pişirip önümüze koymaktan hiç utanmıyorlar.
İkinci tip arkadaşlar, Türkiye'nin ABD ve Rusya gibi süper güçlerle yürüttüğü, cesur hamleleri gerektiren, bölgesel ve küresel satranç oyununun sebep olduğu strese dayanamayıp, ayılıp bayılanlar grubu. Bu grup istiyor ki, Türkiye'nin bölgesinde, Orta Doğu'da, Doğu Akdeniz'de, Kafkasya'da ve Avrasya'da hiçbir iddiası olmasın; yeter ki kendileri huzur içinde olsun. Kusura bakmayın; sizin keyfiniz kaçmayacak diye, öyle bir dünya yok arkadaşım.
Üçüncü grup ise, dövizde ve sabit getirili yatırım araçlarında yani faiz getirisine dayalı yatırım araçlarında aldıkları pozisyondan zarar etmek istemeyen grup. Bunlar da ekonomi-politik her gelişmeden sadece kendi pozisyonlarının para kazanmasını isteyen, aldıkları risk nedeniyle hiç zarar etmek istemeyenler.
Bu arkadaşlara da hatırlatalım, sizin istediğiniz piyasanın doğasına aykırı.
Şimdi, ne ilginçtir, birbirinden farklı 'derdi' olan bu üç grup, ne hikmetse, TCMB Para Politikası Kurulu'nun yarın ki toplantısı için aynı noktada buluştular.
Birisi ellerini ovuşturarak diyor ki; 'aman, TCMB faizi sınırlı indirsin; hatta hiç indirmesin.
Ekonomi canlanmasın. Piyasalar açılmasın. Ben de kötümser senaryoları pompalamayı sürdüreyim.' Diğeri diyor ki, 'aman, ABD ile ilişkilerimiz inişli, çıkışlı. Suriye malum. Üretim, ihracat, büyüme, istihdam umurum bile değil. TCMB'nin ekonomiyi gözeten adım atmasını değil; siyasi gerginlikleri dengeleyecek para politikası istiyorum.' Son grubun tek derdi ise kendi kazancı. Ben de diyorum ki, üretim, büyüme ve istihdam için, ihracatın rekabeti için, TCMB'nin kararını doğru fiyatlandıracağımız yerde buluşalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)