‘Pasifik’te denklem hep karışık
Bu noktada, Çin, yüzde 10 ek gümrük vergisi adımıyla, ABD'nin Trump ile Şi arasında G-20 zirvesinde varılan anlaşmaya da ihlal ettiğini belirtmekte.
Bunun yanı sıra, Çinli yetkililer ABD'nin hamlelerine karşı önlemler alınacağını; ABD'nin anlaşmazlığı çözmek için doğru yoldan saptığını da vurgulamaktalar.
Güney Çin Denizi'yle ilgili anlaşmazlıklar doğrultusunda, Güney Kore ile Japonya arasında bir anda gerginleşen ilişkiler de takip ediliyor.
ABD-Çin gerginliği, üstüne Hong Kong'daki siyasi gelişmeler, İtalya ve Arjantin'deki siyasi gerilimler; üstüne Çin ve Almanya'dan gelen ekonomik verilerin sebep olduğu hayal kırıklığı, sırf güvenilir liman beklentisiyle, negatif faizli ülke tahvillerine olan talebi katlamakta.
Bloomberg Barclays Küresel Negatif Faizli Tahvil Endeksi'nin piyasa değeri, geçen çarşamba günü, kilit önemdeki ABD 2 yıl ve 10 yıl vadeli tahvil getiri eğrisinin 2007'den bu yana ilk kez tersine dönmesi; yani 2 yıl vadeli tahvil faizinin 10 yıl vadeli tahvil faizinin altına inmesi ile, 16 trilyon dolardan kapanarak rekor seviyeye geldi. Bunun anlamı, küresel finans sisteminde 16 trilyon dolarlık tahvilinin negatif faiz getirisine rağmen, talep edildiği anlamına geliyor. Türkiye, yüzde 0.5 ile 1.5 arasında pozitif reel faizle bu derece büyük bir kaynağın anlamlı bir bölümünü, küresel algısını güçlendirmeye devam ederek üzerine çekebilir.
Bu arada, 2012 yılında iki ülke arasında imzalanan 'swap' anlaşması çerçevesinde, Çin'den Türkiye'ye yaklaşık 1 milyar dolarlık fon girişi gerçekleşti.
Çin Merkez Bankası ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası arasında karşılıklı TL - Yuan swap anlaşması kapsamında, Türkiye'ye bu ölçüde büyük bir miktarın ilk kez girdiği ifade edilmekte. Son dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çin Devlet Başkanı Şi arasındaki kritik önemdeki temaslar ve iki ülke arasında artan işbirliği arayışları çerçevesinde, her 3 yılda bir tazelenen anlaşmaya dayalı olarak gelen rakamın yüksek olmasının ve TCMB'nin rezervini desteklemesinin bu olumlu tablonun bir yansıması olduğu vurgulanmakta.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)