11. Kalkınma Planı'na yönelik temelmakro planlama ve bu doğrultudaCumhurbaşkanlığımız nezdindekiilgili politika kurulları, başkanlıklarımızve bakanlıklarımız tarafından yürütülençok yönlü ve çok katmanlı çalışmalarhızla devam ederken,2008 küresel finans krizininde önceliklendirdiği birhusus, yürütülen çalışmalardaönemli bir ağırlık oluşturmakta. 1990'lı yılların sonlarından itibaren, hizmetler sektörünün küresel ölçekte öne çıktığı bir döneme şahit olsak da, 2008 küresel finans krizi, 3 temel sektörün üretim, istihdam ve yerellik boyutunda 'vatanseverlik' boyutunu bir kez daha hatırlattı; tarım, sanayi ve inşaat.
Hiç şüphesiz, diğer sektörlerin 'vatanseverlik'le ilgili bir sorunları olamaz. Burada kast edilen husus, tarım, sanayi ve inşaat sektörlerinin, 'ana vatan' ağırlıklı üretim yapan, faaliyet gösteren sektörler olmaları itibariyle 'vatanseverlik'lerinin öne çıkması. 2008 küresel finans krizi sürecinde, yayınlanan pek çok akademik araştırma ve makalede dillendirilen bir husus, tarım sektörünün GSYH katma değer oluşumundaki ağırlığının yüzde 10, sanayinin yüzde 25, inşaat sektörünün de yüzde 7 düzeyinde olmasının gerekliliğiydi.
Üç temel sektörünün GSYH'daki ağırlığı yüzde 42'ye oluştururken, hizmetler sektörünün ağırlığı yüzde 58 düzeyinde tanımlanmakta.
Bu nedenle, tarım sektörünün milli gelirdeki ağırlığını yüzde 10, sanayinin ağırlığını yüzde 25 seviyesine oturtacak bir dijital dönüşüm hamlesi; üretimde yeni nesil teknolojilerin devreye alınacağı bir yatırım hamlesi; Türkiye'nin tarımda, sanayide ve inşaat sektöründe üretim için gereken teknolojiyi, makine ve teçhizatı yerli-milli teknolojiyle üreten, karşılayan bir ekonomiye dönüşmesi 2023 ve 2030 hedefleri açısından, 'olmazsaolmaz'larımız olarak öne çıkıyor.
Bunun için de, yeni nesil yatırım vekalkınma bankalarına, Türk bankacılıksisteminde düşük maliyetli, uzun vadeliproje kredi mekanizmalarına, sermayepiyasasının yatırımların finansmanındadaha fazla rol üstlendiği yeni yaklaşımlaraihtiyacımız var. Yeni nesil devletdestekleri, İstanbul'un uluslararasıdüzeyde bölgesel bir finans merkezinoktasına ulaşması, Türkiye'nin hammadde,enerji, finansman ve ar-ge, inovasyonmaliyetleri açısından dünyanın encazip ülkeleri arasına girmesi, önümüzdeki5 ile 10 yılın temel öncelikleri olacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.