Avrupa: Popülariteden popülizme mi?
İşin özü, yıl başından bu yana gerçekleştirilen anketler ve araştırmalar, AB tarihinde ilk kez, zaten AB projesinin karşısında olan aşırı sağ ve aşırı sol siyasi hareketlerin parlamentodaki sandalye oranının yüzde 28'e yükselebileceğine işaret ediyor. 28 AB üyesi ülkenin bütününde, ekonomik ve siyasi tablo gerçek durumundan ortalama yüzde 30 daha kötü algılanmakta. Bu oran, kimi ülkelerde yüzde 40'ı dahi aşıyor. Olumsuz algının bu derece güçlü olduğu bir ortamda, AB vatandaşlarının oylarını kızgınlıkla, adeta cezalandırırcasına daha radikal partiler lehine kullanmaları, AB'nin yakın geleceği açısından bir dizi sorunu da beraberinde getirebilir.
Avrupa Komisyonu'nun ekonomiden sorumlu üyesi Pierre Moscovici'nin. 'kuruluşundan bu yana AB'nin ilk kez düşmanları var' ifadesi endişeleri teyit etmekte. AB entelektüelleri, AB projesine şüphe ile yaklaşan kesimlerin oylarını artırmasının, AB taraftarı kesimlerin kendi içlerinde bölünmelerine sebep olmasından da endişe duymaktalar. Eurokratlar 'milliyetçi' ve 'aşırı sağ' olarak nitelendirdikleri popülistlerin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük başarı elde edebileceğine yönelik beklentilerini açıkça dile getirmekteler.
Avrupa açısından kritik önemdeki bir seçimin, 'belirsizliğini' koruyan Brexit süreciyle birlikte tartışıldığı, İngiltere Başbakanı May'ın istifa olasılığının bu yazıyı kaleme aldığımız an itibariyle kamuoyuna yansıtıldığı, dünya siyasetine damgasını vurmuş Almanya Başbakanı Merkel'in siyaset hayatını sonlandırmaya hazırlandığı bir konjonktürde, umutlar tüm bu siyasi kırılmaların Avrupa'nın büyüme ve ticaret dinamiklerine olumsuz yönde etkisinin olmaması. En önemli ticaret ortağımız Avrupa'daki bu önemli gelişmeler bizi ciddi manada ilgilendirmeye devam edecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)