Önceki yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır; iktisat öğretisinin, literatürünün ekonomi politikaları tanımı para ve maliye politikası ile sınırlı değildir; hükümetlerin direkt kontrol politikaları (DKP) bunun bir parçasıdır. Para vemaliye politikası alanında atılacak adımları etkili ve sınırlı kullanmak adına, piyasalar üzerindeki etkinliğini zedelememekadına, verimli kullanmak adına, direkt kontrolpolitikalarına başvurulur. Direkt kontrol politikaları 'fiyat istikrarı' (buna döviz kurları da dahildir) amaçlı 'fiyat kontrol politikaları' tedbirleri olabileceği gibi, 'dışticaret kontrol politikaları' tedbirleriyle ithalatı kontrol ve regüle etmeye yönelik de olabilir. Sürekli olarak para ve maliye politikası tedbirleriyle ekonomiye müdahale edilmesi, araçların kredibilitesini de zedeler. Bu nedenle, direkt kontrolpolitikaları elzemdir. Bununla birlikte, kalıcı da değildir ve konjonktüre ve elde edilmesi istenen sonuca bağlı olarak değiştirilebilir veya sonlandırılabilir.
'Tanzim satış ağı' uygulaması olsun, ekonomi yönetimi para ve maliye politikası tedbirlerini desteklemeye yönelik pek çok direkt kontrol politikası uygulayabilir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) aldığı döviz işlemlerine dair son kararı da, direkt kontrolpolitikasıdır. Direkt kontrol politikaları, esasen şirketlere, tüzel kişiliklere yönelik olmaktan çok, esasen vatandaşın tüketim eğilimlerine, alışkanlıklarına, elindeki parayı değerlendirme tercihlerine yönelik tedbirlerdir. Vatandaşı ülkesinin ulusalpara birimine yönlendirmeye, özendirmeye yönelik, gerektiğinde tasarruf alışkanlıklarınıgüçlendirmeye yönelik, gerektiğinde ithal ürünlere olan ilgisiniazaltmaya yönelik tedbirlerdir.
Nitekim, BDDK da, sadece gerçekkişilerin gün içinde satın alacağı yüz binABD doları ve üzerindeki veya bu değereeş ölçüdeki diğer yabancı paralara yönelikalım işlemlerine bir iş günü valörlü gerçekleştirmeyönünde bir karar açıklamıştır. Amaç, döviz kurlarında manipülasyonayönelik bireysel işlem sayılarına sınırlamagetirme yönündedir ve 'direkt kontrolpolitikası'dır. Bu değerin altındakibireysel işlemler ile, tüzel kişilere yönelikişlemleri kapsamamakta. İktisatçılar olarak,böyle bir kararın iktisat literatüründekiyerini inkar ederek, 'yabancılar tedirginoldular' mottosu üzerinden oluşturulanalgılara çanak tutarsak, kendimizekötülük etmiş oluruz. Bilhassa, ihracatçılarımızda gözetilerek alınan her kararbeklenen sonucu da verecektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.