Önce TL’ye sahip çıkın
Hiç, euro-dolar paritesi 1,60 dolardan 1,04 dolara kadar gerilediğinde, euro yeri geldiğinde yüzde 65 değer yitirdiğinde, 'dolar cinsinden fakirleştim' diyen, 1999 öncesi parasını franktan, marktan dolara koşa koşa döndüren bir Avrupalı hiç gördünüz mü? 2000 yılında Arjantin'de yabancı para cinsinden mevduatın toplam mevduata oranı yüzde 64.7'ydi ve Arjantin'i büyük bir krize sürükleyen tetikleyici unsurlardan birisi oldu. Aynı tarihte, Meksika'da oranın sadece yüzde 4.9 olduğuna ne demeli? Meksika'da oran halen yüzde 5.3. Sahra-Altı Afrikası'nın yarısında, mevduatlarda dolarizasyon hiç yok; Güney Afrika'da aşırı düşük. IMF'in son araştırması, tüm ülkelerde yabancı para cinsinden mevduatın toplamdaki payının yüzde 20 olduğunu gösteriyor.
Bizde yüzde 50'lere dayanmış olan yabancı para cinsinden mevduatın Asya'daki ortalama oranı yüzde 12, Avrupa'da yüzde 25, Latin Amerika'da bile yüzde 30. Bir ülkenin vatandaşlarının yabancı para cinsinden mevduata aşırı ilgisi ülke ekonomisi için 'hiç bitmeyen enflasyon' anlamına gelir. Enflasyonla mücadelenin 'önce' bizden başladığını yeterince kanıksayarak, Türk Liramızı ne kadar sahiplenirsek, enflasyonla mücadelede o kadar başarılı olur. Ekonomi politikalarıyla ilgili yorumlar yaparken, aynayı biraz da kendimize tutalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)