CANLI YAYIN
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin gündemine taşıdığı 'Türkiye İttifakı' çağrısı, Türkiye'nin Milli Egemenliğine ve Milli İradesine yönelik olarak, ekonomide, toplumsal hayatta, Türkiye'nin küresel algısına yönelik süreçlerde birlik ve beraberlik içinde, kenetlenerek, yek vücut hareket etmemizin ne kadar önemli olduğuna işaret etmesinin yanı sıra; bilim, teknoloji, bilgi ekonomisi ve inovasyon alanındaki milli çalışmalarımızın da 'Türkiye İttifakı'nın bir parçası olduğuna işaret etmektedir. Çünkü, Türkiye'yi Avrasya'da oyun kurucu ülke konumuna getiren ve küresel ekonomi-politikte imkan ve kabiliyetlerini perçinleyen süreç, Türkiye'nin inovasyon, dijital dönüşüm ve bilgi ekonomisi odaklı çalışmalarının sağladığı, sağlayacağı yüksek katma değerden de güç alıyor.
2003 yılında Türkiye'nin ar-ge yatırımlarına, araştırmalara milli gelirinden ayırabildiği pay yüzde 0.47 düzeyindeyken, bu oran 2018'de artık yüzde 1'e dayanmış durumda. Satınalma gücü paritesine göre, kişi başına ar-ge harcamamız 2006'da sadece 75 dolar iken, bugün 230 dolar. 2002'de ülkemizde ar-ge ve inovasyon çalışmalarında görev alan uzman sayısı 29 bini bile bulmazken, yüzde 430 artışla, 2017 sonu artık 153 bin uzman personeli aşmış durumda. Yılda 85'den 1200'lerin üzerine çıkmış patent sayılarını konuşuyoruz. Özel sektör ve kamunun birlikte dev bir ar-ge ve inovasyon hamlesi yaptığı bir Türkiye'den söz ediyoruz. Şimdi, bu hamlelerimizi, bilim ve teknolojiye dayalı bir 'bilgi ekonomisi' yaklaşımıyla 2023, 2030, 2053 ve 2071'lere taşıyacak bir süreç yönetiyoruz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 7.'sini gerçekleştirdiği 'Türkiye İnovasyon Haftası' (TİH) da bu kurguyla şekillendi. Dünyada ve Türkiye'de teknoloji ve inovasyona çarpan etkisiyle büyük katkı sağlayan Milli Savunma Endüstrimizin başarılarından başlayarak, hayata dokunan inovasyonu, üretimde dijital dönüşümü, akıllı şehirleri, uzay teknolojilerinde nelerin yaşandığını, ihracatta fiyat rekabetinden bilgi rekabetine büyük dönüşümü, finans teknolojilerini, blokzinciri ele alacak bir haftadan söz ediyoruz. Türkiye İnovasyon Haftası'nı bugün ve yarın kaçırmayın, derim.
2003 yılında Türkiye'nin ar-ge yatırımlarına, araştırmalara milli gelirinden ayırabildiği pay yüzde 0.47 düzeyindeyken, bu oran 2018'de artık yüzde 1'e dayanmış durumda. Satınalma gücü paritesine göre, kişi başına ar-ge harcamamız 2006'da sadece 75 dolar iken, bugün 230 dolar. 2002'de ülkemizde ar-ge ve inovasyon çalışmalarında görev alan uzman sayısı 29 bini bile bulmazken, yüzde 430 artışla, 2017 sonu artık 153 bin uzman personeli aşmış durumda. Yılda 85'den 1200'lerin üzerine çıkmış patent sayılarını konuşuyoruz. Özel sektör ve kamunun birlikte dev bir ar-ge ve inovasyon hamlesi yaptığı bir Türkiye'den söz ediyoruz. Şimdi, bu hamlelerimizi, bilim ve teknolojiye dayalı bir 'bilgi ekonomisi' yaklaşımıyla 2023, 2030, 2053 ve 2071'lere taşıyacak bir süreç yönetiyoruz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 7.'sini gerçekleştirdiği 'Türkiye İnovasyon Haftası' (TİH) da bu kurguyla şekillendi. Dünyada ve Türkiye'de teknoloji ve inovasyona çarpan etkisiyle büyük katkı sağlayan Milli Savunma Endüstrimizin başarılarından başlayarak, hayata dokunan inovasyonu, üretimde dijital dönüşümü, akıllı şehirleri, uzay teknolojilerinde nelerin yaşandığını, ihracatta fiyat rekabetinden bilgi rekabetine büyük dönüşümü, finans teknolojilerini, blokzinciri ele alacak bir haftadan söz ediyoruz. Türkiye İnovasyon Haftası'nı bugün ve yarın kaçırmayın, derim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
