Yazının başına, Sri Lanka'daki terör saldırılarının ağır üzüntüyle oturdum. Küresel bir karanlık güç, 1960'ların sonlarından bu yana, farklı din, farklı mezhep ve farklı dünya görüşlerinden insanları 'vahşi' bir operasyonla birbirlerinden nefret edecekleri bir 'kaos'a sürüklemek adına, 'kahpe', 'insanlık dışı' saldırılarını arttırarak sürdürmekte. Atlantik'ten Asya-Pasifik'e kayan 'güç merkezi', pek çok gerginliği ve bu gerginliklere bağlı belirsizlikleri de beraberinde getirmekte. Çin'in liderliğinde, Asya-Pasifik'in yükselişini sürdürmesi, başta enerji türevleri ve madenler; Asya-Pasifik'in kritik önemdeki hammaddelere kolay ve kesintisiz ulaşabilmesinden de geçmekte. Bu nedenle, Çin açısından 'kuşak-yol projesi', zihninizde salt Çin'in ürettiği malları dünyanın her noktasına kolayca ulaştırmak istediği bir proje olarak şekillenmesin. Bunun da ötesinde, Çin'in kritik önemdeki hammaddelere çok sayıda koridordan ulaşabilme becerisini de arttıran bir proje, 'kuşak-yol'.
Bu nedenle, 'kuşak-yol' projesinin Türkiye, Yunanistan ve İtalya üzerinden Akdeniz'e, Avrupa'ya ve esas, Afrika'ya ulaşması gerekiyor. Bu nedenle de, Akdeniz ülkeleri, münhasır ekonomikalanlarında yer alan petrol ve doğalgazı, yakın coğrafya olarak, enerjiye ciddiihtiyacı olan Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerine; daha uzak bir coğrafya olarak ise Asya-Pasifik'e satmak üzere, aralarında giderek tırmanan bir rekabet yaşamaktalar. ABD ise, 2017 sonunda, uluslararasıölçekteki menfaatlerine en kritik önemdetehlike olarak gördüğü Rusya ve Çin'i'rakip' olarak ilan etti. Sonrasında da, heriki ülkenin de Atlantik ve Asya-Pasifik arasındaenerji ve küresel mal ticareti açısındanartan rol üstlenmelerinden duyduğumemnuniyetsizliği, ABD yönetiminin dilini,tavrını, Kongre'den geçirdiği kararlarıgiderek 'tehdit' tanımlamasına alacağımızbir düzeye taşıdı.
ABD yönetiminin bugün için tercih ettiği 'tehdit' üslubu, ABD-Rusya-Çin üçlüsü arasında daha dengeli bir politika seti oluşturmak isteyen Türkiye gibi ülkelere yönelik 'ekonomik ve siyasi yaptırım' mesajları ve adımları ise, söz konusu ülkeleri ABD'den 'soğutmak'tan başka bir işe yaramıyor. Ne acıdır ki, Orta Doğu ve Akdeniz'de 'terör' üzerinden de yürütülen gerginlikler, Atlantik ile Asya-Pasifik arasındaki kapışmaya dayalı olarak, Yeni Zelanda ve Sri Lanka'ya da uzandı. Bu zorlu konjonktür, her zamankinden daha fazla 'birlik' ve 'beraberliğe' ağırlık vermemizi gerektiriyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.