CANLI YAYIN
Fransa'daki 'Sarı Yelekliler' kalkışması, Başkan Trump açısından 'Paris İklim Anlaşması'na ve yeni 'Avrupa Ordusu'na yönelik yoğun eleştirilerini en geniş şekilde dile getirebildiği bir imkân sundu.
Ancak, konu bununla sınırlı değil. ABD Yönetimi'ne ve Soros'un vakfına yakın Vaşington merkezli Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'nun (ICIJ) (1997), dünyaca tanınmış kişi ve şirketlerin sınır ötesi finansal ve vergisel işlemlerini açığa çıkarma operasyonları, Panama Belgeleri'yle Soros'tan nefret eden Vladimir Putin'i ve David Cameron'u hedef almasının yanı sıra, İsviçre Belgeleri ve Lüksemburg Belgeleriyle de, Rothschild Ailesi'nin Fransa temsilcisi Baron Elie de Rothschild'i, aileye yakın olan Lüksemburg Dükalığı'nı ve aileye çalışan çok sayıda avukatın belgelerinin ortalara dökülmesine sebep olmuştu.
Bu nedenle, Macron'un da arkasında olduğu belirtilen Rothschilds'lerle Soros arasındaki büyük kapışmanın bir yansıması olarak da bakılıyor 'Sarı Yelekliler' kalkışmasına.
Gelelim, Brezilya'nın yeni seçilmiş devlet başkanı Bolsonaro'ya. Çin ve Rusya'nın önderliğinde, Atlantik İttifakı'nın ekonomi-politik ve finansal düşünce kuruluşu konumundaki Paris merkezli OECD'ye bir alternatif olarak oluşturulmuş olan BRICS'den, Britanya'nın AB projesinden 'Brexit'i gibi, Brezilya'nın da 'Braxit'i konuşuluyor.
Bolsonaro, ne tesadüftür ki, ABD'deki Evanjelistler gibi, İsrail'e kendini yakın hisseden Pentecostals muhafazakâr Hıristiyanların adayıydı. Bu nedenle, Başkan seçildiğinde, İsrail Başbakanı Netanyahu coşkulu bir şekilde kutlamıştı.
Ne ilginçtir, Lula ve Dilma hükümetleri Filistinlilerin kendi kaderini tayin etmelerini savunuyorlardı.
Başlarına gelmeyen kalmadı.
Bu nedenle, Çin ve Rusya gibi komünizmden gelen iki ülkeyle, 'Güney-Doğu' aksında, BRICS'de yer almak yerine, Bolsonaro'nun, bir önceki başkan Temer'in başlattığı süreci adım adım tamamlayarak, Brezilya'yı ABD'nin kontrolündeki 'Kuzey- Batı' hattına geri döndüreceği konuşuluyor. Bolsonaro'nun Güney Kore, Japonya'yı ve Tayvan'ı kapsayan 'Doğu Asya' gezisine Çin'in çok büyük tepkisi olmuştu. Üstüne, Huawei'nin veliahtının tutuklanması nedeniyle, Çin'in Kanada'ya 'sonuçları kötü olur' kıvamında nota vermesini ekleyin. Arjantin'deki son G20 Zirvesi'nde Türkiye'nin Brezilya yerine, 'Güney-Doğu' aksına 'TRICS' olarak davet edilmesi çok mu şaşırtıcı? Tekrar vurguluyorum; önümüzdeki 25 yıl, küresel ekonomipolitiği Türkiye ve Hindistan şekillendirecek.
Ancak, konu bununla sınırlı değil. ABD Yönetimi'ne ve Soros'un vakfına yakın Vaşington merkezli Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'nun (ICIJ) (1997), dünyaca tanınmış kişi ve şirketlerin sınır ötesi finansal ve vergisel işlemlerini açığa çıkarma operasyonları, Panama Belgeleri'yle Soros'tan nefret eden Vladimir Putin'i ve David Cameron'u hedef almasının yanı sıra, İsviçre Belgeleri ve Lüksemburg Belgeleriyle de, Rothschild Ailesi'nin Fransa temsilcisi Baron Elie de Rothschild'i, aileye yakın olan Lüksemburg Dükalığı'nı ve aileye çalışan çok sayıda avukatın belgelerinin ortalara dökülmesine sebep olmuştu.
Bu nedenle, Macron'un da arkasında olduğu belirtilen Rothschilds'lerle Soros arasındaki büyük kapışmanın bir yansıması olarak da bakılıyor 'Sarı Yelekliler' kalkışmasına.
Gelelim, Brezilya'nın yeni seçilmiş devlet başkanı Bolsonaro'ya. Çin ve Rusya'nın önderliğinde, Atlantik İttifakı'nın ekonomi-politik ve finansal düşünce kuruluşu konumundaki Paris merkezli OECD'ye bir alternatif olarak oluşturulmuş olan BRICS'den, Britanya'nın AB projesinden 'Brexit'i gibi, Brezilya'nın da 'Braxit'i konuşuluyor.
Bolsonaro, ne tesadüftür ki, ABD'deki Evanjelistler gibi, İsrail'e kendini yakın hisseden Pentecostals muhafazakâr Hıristiyanların adayıydı. Bu nedenle, Başkan seçildiğinde, İsrail Başbakanı Netanyahu coşkulu bir şekilde kutlamıştı.
Ne ilginçtir, Lula ve Dilma hükümetleri Filistinlilerin kendi kaderini tayin etmelerini savunuyorlardı.
Başlarına gelmeyen kalmadı.
Bu nedenle, Çin ve Rusya gibi komünizmden gelen iki ülkeyle, 'Güney-Doğu' aksında, BRICS'de yer almak yerine, Bolsonaro'nun, bir önceki başkan Temer'in başlattığı süreci adım adım tamamlayarak, Brezilya'yı ABD'nin kontrolündeki 'Kuzey- Batı' hattına geri döndüreceği konuşuluyor. Bolsonaro'nun Güney Kore, Japonya'yı ve Tayvan'ı kapsayan 'Doğu Asya' gezisine Çin'in çok büyük tepkisi olmuştu. Üstüne, Huawei'nin veliahtının tutuklanması nedeniyle, Çin'in Kanada'ya 'sonuçları kötü olur' kıvamında nota vermesini ekleyin. Arjantin'deki son G20 Zirvesi'nde Türkiye'nin Brezilya yerine, 'Güney-Doğu' aksına 'TRICS' olarak davet edilmesi çok mu şaşırtıcı? Tekrar vurguluyorum; önümüzdeki 25 yıl, küresel ekonomipolitiği Türkiye ve Hindistan şekillendirecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
