ABD'nin Türkiye dahil, dünyanın büyük bir bölümüyle giriştiği ekonomik ve siyasi savaşın, 'yıldızlar savaşı'nın yankılarının sürdüğü; AB'den, Almanya, İtalya, Rusya, Çin ve İran'dan, NATO'dan farklı ton ve içerikte, ABD'ninTürkiye'ye karşı giriştiğiekonomik savaşayönelik eleştirive tespitlerin geldiğibir konjonktürde, dün SETA'nın gerçekleştirdiği 'Kuruluşundan Bugüne AK Parti Sempozyumu'ndaydık. AK Parti'nin kuruluşundan bugüne kadar geçen 17 yıl bir gün daha detaylı olarak ele alındığında, yazılacak cümle 'AK Parti'nin 17 Yılı: "21. Yüzyıl Türkiye'si için sivilleşme vedemokratikleşme hareketi" olacaktır. Söz konusu sivilleşme ve demokratikleşme hareketinin oturduğu platform güçlendikçe; 'halka rağmen değil,halkla birlikte demokratikleşme'hareketine dönüştükçe, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devletin yegane ve mutlak sahibi olduğuna kani sivil ve askeri vesayet odaklarıyla, 'Atlantik' kanadıyla gizli ittifaklar içerisinde olan siyasi vesayet odaklarıyla yoğun bir mücadele sürecine girildi.
2006 yılı mayıs ayındaki Danıştay saldırısından Hrant Dink cinayetine, AK Parti Kapatma Davası'ndan 17-25 Aralık operasyonuna, MİT TIR'ları operasyonundan Gezi olayları ve 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine, Türkiyeve AK Parti tüm tuzak ve operasyonlarıbertaraf ederek, ülkeyi sivilleşme ve demokratikleşme hareketinin kritik aşaması olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne taşıdı. Halkımızda bu yeni sistemi milli egemenliğinin,milli iradesinin doğrudan yansımasıadına sahiplendi. AK Parti'nin, 'ekonominin demokratikleşmesi' boyutunda, 17 yıllık başarının kodlarını detaylandırdığımızda, öne çıkan başlıklar 'güçlenen iş dünyası STK'ları', 'özel sektör odaklı ekonomi', 'Anadolu'nun dünyaya entegrasyonu', 'yerel siyaset, yerel çözüm' ve 'ekonomi ve ticaret diplomasisi' becerisi olarak sıralanmakta. Bu temelbaşlıklarda ortaya konan başarıve ilerlemenin ana gücünün ise,Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişiliğindevücut bulan 'güçlü ve vizyonerliderlik' olgusu olduğu atlanmamalı. Bu sürecin bütünü, Türkiye'yi 16 yıl içerisinde Avrasya'nın 'oyun kurucu' ülkesi konumuna taşıdı.
Önce 2023, ardından 2030 Türkiye'si adına, üretim, katma değer, kalkınma ve istihdam adına sürdürülebilirlik, uluslararasıyatırımlar ve bölgesel üretim,ticaret ve finans merkezi olmaadına 'çekim merkezi' olma özelliğiningüçlendirilmesi, teknolojikdönüşüm, akıllı planlama ve stratejioluşturma becerisi, süregelen sivilleşme ve demokratikleşme hareketiyle birlikte, Türkiye'yi dünyanın saygın ekonomileri arasında üst basamaklara çıkaracak. Üzerimize ne kadar gelinirse gelinsin, ana rotamızdan ayrılmadan, bu kutlu hareketi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.