Enflasyonda öncelik ‘beklentilerin yönetimi’
Parlamenter sistemin son ekonomi yönetiminin, o dönemki sorumlu bakanlıkların, bakanlığın alanındaki sektörde gözlenen enflasyonist baskıya yönelik etkili toplantılar yaptıklarına, enflasyon trendindeki sert tırmanışın nedenlerine yönelik kapsamlı raporlar hazırlandığına veya bu raporların kamuoyu ile paylaşıldığına şahit olmadık. Günümüzün dünyasında, 'enflasyon' merkez bankalarının üzerine bırakılmayacak kadar hayli detaylı, çok katmanlı gerekçeleri olan bir ekonomik mesele. Bu nedenle, kamu cephesinde yeterince analiz yapılmadığı veya yeterince koordineli kararlar alınmadığı gerçeğiyle yüzleşerek, her kurum sorumluluklarını gözden geçirip, bunun bir kez daha tekrarlanmaması adına ciddi tedbirleri hayata geçirmeli. Unutmayalım, 'enflasyonla mücadele' bir 'samimiyet testi' sürecidir.
Enflasyonun yükselmesine sebep olan gelişmelerle yüzleşmek ve ekonomi çevrelerine, hane halkına etkili tedbirler alındığını göstermek, enflasyonda 'beklentilerin yönetimi' adına kritik önemdedir. 2016 yılı ikinci yarısından itibaren ise, temel malları üreten, ithal eden ve satılmasına aracılık eden ekonomi aktörlerinin fiyatlandırma alışkanlıklarındaki radikal bozulma da iyi analiz edilmeli. Temel mallar ithalatında döviz kurlarından kaynaklanan fiyat bozulmasının, yüzde 100 yerli üretilen temel mallarda da ciddi fiyat artışlarına meyil gösterme boyutunda, 'olumsuz' davranışları tetiklediği gözleniyor.
Otomotiv ürünleri, mobilyada gözlenen bu tablo, 'piyasa ahlakı' boyutunda, ikincil ürünlerin üreticisi ve aracısı olan firmaların da fiyatlandırma alışkanlıklarını zehirlemiş görünmekte. Sonuç olarak, 'enflasyonla mücadele'de son 2 yıl bir patronajlık sorunu yaşandığı gerçeğiyle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve yeni 'Hazine ve Maliye Bakanlığı' yapısının pozitif katkılarından birisi de, enflasyonda 'beklentilerin yönetimi' boyutunda, patronajlık belirsizliğini ortadan kaldırması olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)