Reform-makro ihtiyati tedbir dilemması
Son 20 yılda, ekonomik reform kavramından, bilhassa gelişmekte olan ekonomiler boyutunda anlaşılan, 'kamu ağırlıklı' bir ekonomik yapıdan, 'piyasa ekonomisi' ağırlıklı bir yapıya geçişe imkân sağlayan önemli düzenlemeler olarak özetlenebilir. Bankacılık ve finans sisteminde etkin regülasyonları, denetimi, sağlıklı piyasa ekonomisi koşullarını sağlayacak yasal düzenlemeleri, kamunun 3 yıllık stratejik plan anlayışı anlamında, orta vadeli program modeline geçişini, merkezi yönetim bütçesi ve mali disiplin kuralını, yatırım ortamını iyileştiren yasal düzenlemeleri, merkez bankası araç bağımsızlığını reformlara örnek sayabiliriz. Ancak, bankacılık sektörünün reel sektöre açtığı kredilerin sınırlandırılması, cari açığı azaltacak şekilde ithalatı sınırlayıcı düzenleme, kamu harcamalarının daraltılması, vergilerin yükseltilmesi, reel ücretlerin sınırlandırılması, para politikası faiz oranlarının yükseltilmesi 'reform' değildir; 'makro ihtiyati tedbir'dir.
Makro ihtiyati tedbirlerin 'ortodoks' olanlarının reel sektöre, istihdama, büyümeye etkisi ağırdır; bedelini ödemiş ülkeler 'heterodoks' tedbirlere geçmişlerdir. Türkiye, daha etkin bir girişimcilik ekosistemi, bilim- teknoloji- inovasyon ekosistemine yönelik, küresel rakiplerimize göre Türkiye'yi doğrudan yatırımlarda daha da cazip kılacak, İstanbul'u bölgesel finans merkezi yapacak reformları sürdürecektir. Bu reformlarla, Türkiye'nin makro ekonomik sıkıntılarını ortadan kaldıracak 'ihtiyati tedbirler'i karıştırmamakta, 'Türkiye reform yapmalı' lafının kimi ekonomistlerce ayağa düşürülmemesinde yarar görürüm.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)