24 Haziran pazar günü, Türkiye'yi sadece Cumhuriyet'in 100. yılının kutlanacağı 2023'e değil, aynı zamanda 2030 ve 2060'a hazırlayacak ve taşıyacak bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ve eğitimden sağlığa,ulaştırmadanadalete,kentsel dönüşümdenmikrokalkınmaya,sosyo-ekonomikalandakibüyük dönüşümü,demokrasininkalitesi veetkinliğindeki yükselişiyeni bir etaba geçirecekyasal değişimigerçekleştirecek bir Meclis'i seçiyor olacağız. 2030, ABD, AB ve Japonya'nın dünya ekonomisindeki ağırlığının yüzde 47'den yüzde 34'e gerilediği, sadece Çin ve Hindistan'ın ağırlığının ise yüzde 24'ten 39'a yükseleceği, Afrika'nın ürettiği milli gelirin 2.4 trilyon dolardan 5.1 trilyon dolara sıçrayacağı, dünya nüfusunun 8.6 milyara ulaşacağı bir döneme işaret etmekte. Bu dönemde, küreselmilli gelir 90 trilyondolara ilerlerken,küresel ticaret de 18trilyon dolardan 27trilyon dolara ulaşıyorolacak. 2030'da TürkiyeEkonomisi için yapılanmilli gelir projeksiyonları,göstereceğimiz performansabağlı olarak 1.4trilyon dolar ile 2.1 trilyondolar arasında oynamakta. Sorumuz şu,iki senaryo arasındaki700 milyar dolarlıkfark, yani neredeysebugünkü TürkiyeEkonomisi'nin büyüklüğününyüzde 90'ınayakın fark dikkatealındığında, bizi doğrustrateji ve yol haritasıyla2030'da 2.1trilyon dolara taşıyacakekip kim olacak?Türkiye'nin küresel ekonomi ve küresel siyasette daha iddialı bir konuma yükselmesinin en temel noktalarından birisini dijital kalkınmaya dayalı, bilgi ekonomisine dayalı bir yol haritasını oluşturabilecek siyasi ekipleri, parti veya partileri iktidara taşıyabilmemiz oluşturacak. Türkiye'ninterörle mücadelesinibaşarıylatamamlamasınısağlayacaksiyasi ekip,sadece bitenterörle kalkınmasıçramasıyakalayacakDoğu ve GüneydoğuAnadolu sayesindeTürkiye'nin milli gelirartışına tek başına 1.1puan kazandıracak. Buda, Türkiye'nin ortalamabüyümesini yüzde 4.9'danyüzde 6'ya taşıyabilir.
Türkiye'nin 2018'den 2030'a ve 2060'a, ülkeyi ekonomide, demokrasi alanında, sanatta, bilimde, sporda küresel ölçekte dünya ülkeleri arasında önce ilk 15'e, ardından ilk 10'a taşıyacak 'somut' strateji, proje ve yol haritalarını ortaya koyarak seçim yarışı gerçekleştiren siyasi partilere ihtiyacı var. Bunedenle, küresel ekonomipolitikte Asya-Pasifik'in yükselişini,Avrasya'nın öne çıkışını,Afrika'nın ayağakalkışını iyi okuyan; Türkiye'nin bu süreçte 'oyun kurucu' bir ülke olarak, küresel müzakere masasına 'eşit koşullarda' oturmasını sağlayacak ekibin kim olacağını düşünüyorsak, 2030'akadar süregelecekbu 'sert' dönüşümeTürkiye'yi hazırlayabilecek o ekibe ülkeyi emanet etmemiz gerekiyor. Türkiye'nin 'konvansiyel' seçim atmosferlerini 24 Haziran'la tamamladığı, 'dijital' bir geleceğe adım attığı gelecek 10 yılı Türkiye olarak en güçlü şekilde değerlendirmeliyiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.