İlk çeyrekte yüzde 8.5 büyüme
Yerli ara malı, hammadde, dayanıksız tüketim malı, enerji, makine ve teçhizat gibi sermaye malı üreticilerinin üretim artışı, geçen yılın martına göre yüksek seyretmiş.
Mobilya, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı ile dayanıklı tüketim malı üreticilerinin performansı ise geçen yılın bir miktar gerisinde kalmış.
Sanayinin enerji, imalat ve madencilik alt sektörlerinin büyük bölümü geçen yılın martına göre daha yüksek bir üretim endeksine sahipler. Bu da, iç piyasa ve ihracat bağlantıları açısından sanayi sektörünü rahatsız edecek bir talep dalgalanması, talep sıkışması olmadığını göstermekte.
Reel sektörde temel sorun, sürekli dalgalanan, manipüle edilen döviz kurları nedeniyle, mikro işletmeden KOBİ'ye, büyük ölçekli üreticilere kadar, herkesin elindeki nakdi kendisinde tutmayı tercih edip, ödemelerini geciktirmesi. Bu nedenle, piyasada en çok konuşulan konu başlığı nakit sıkıntısı.
Piyasada TL'nin rahatça dönememesinin bir nedeni de, hiç kuşkusuz TCMB'nin enflasyonla mücadele kapsamında TL likiditesini olabildiği ölçüde sıkı tutması. Yılın ilk 4 ayında imalat sanayi kapasite kullanım oranı ise, yüzde 78.2 ile başladığı yıla, nisanda yüzde 77.3'e gerileyerek devam etmekte. Ara malı, yatırım malı, tüketim ve dayanıksız tüketim malı üreten imalat sanayi sektörlerindeki kapasite kullanım oranları, geçen yılın ilk 4 ayına göre iyi bir performans gösterirken, dayanıklı tüketim malı sektöründe bir performans kaybı gözleniyor.
Bu veriler şunu ifade ediyor ki, 'Türkiye Ekonomisi'nde aşırı ısınma yok.' Aşırı ısınma iddiası tamamıyla yanlış teşhis.
Türkiye, istihdamını koruyacak şekilde, ekonominin çarklarının dönmesi gerektiği şekilde, bisikletin pedalları dönen bir ekonomide, yeterince vergi geliri oluşacak ve mali disiplin korunacak şekilde yoluna devam ediyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının afaki raporlarındaki iddialara prim veren ekonomistler ve finans piyasaları ekonomi bilgilerini gözden geçirmeli. Tüm bu veriler, yılın ilk 3 ayında Türkiye Ekonomisi'nin, yüzde 70 olasılıkla, yüzde 8.4-8.7 büyümüş olabileceğini gösteriyor. En kötü büyüme oranı 6.7, en iyi yüzde 10.1 gözüküyor. 'Aşırı ısınma' iddialarına inat, Türkiye'nin büyüme başarısı göz doldurmayı sürdürecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)