Kamu yararı için ne yapıyoruz?
Yani, geleceğe yönelik esaslı planlar yapmadan, yapamadan; yatırım kararlarını erteleyerek, günü birlik bir kurgu içinde yürüyor, ekonomik yaşam. Türkiye Ekonomisi de küresel ölçekteki bu 'vasatlık'tan, 'keyifsizlik'ten etkilenmekte.
Uluslararası Para Fonu, aralarında Asya ekonomileri ve Türkiye'nin de yer aldığı önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin, bu küresel tablonun etkilerini azaltmak adına, ağırlıklı olarak 'iç talep'i canlandırıcı politikalar ile süreci yönettiklerinden söz etmekte. Hükümet, Ekonomi Yönetimi, yatırımların canlandırılması, reel sektörün finansmana erişimi, istihdamın desteklenmesi adına, pek çok paketi devreye aldı. İster Kredi Garanti Fonu'nun sağladığı imkânlar olsun, ister ekonomiyi, sektörleri destek paketleri olsun, ister yatırım teşvik paketleri olsun, reel sektöre sunulan tüm imkânlarda, 'kamu yararı'na yönelik yeterli hassasiyetin gösterilmesi bu açıdan kritik önemde. Çünkü küresel ekonominin umut sinyalleri vermediği bir konjonktürde, reel sektöre verilen destekler, bir ölçüde Türkiye Ekonomisi'nin algısındaki önemli sac ayaklarından biri olan 'mali disiplin'den bir ölçüde fedakârlık edilerek yönetiliyor.
Bu da, sunulan imkân ve desteklerden yararlanan reel sektörün sorumluluğunu bir kat daha artırmakta. Küresel siyaset yeniden yapılanırken, bulunduğumuz coğrafya binlerce kilometre uzaktan şekillendirilmeye çalışılırken, Türk toplumunun ülkenin âli menfaatleri için birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmesi, pek çok alanda atılan adımlar ve alınan kararların, uygulamaların 'kamu yararı' gözetilerek yürütüldüğü kabulünün güçlendirilmesinden geçiyor. Bu nedenle, Türk siyaset alanı kadar, ekonomi aktörlerine de ağır bir sorumluluk düşmekte.
Reel sektörümüz verilen destekleri katma değere dönüştürmek için çabalarını daha da yoğunlaştırmalı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Terörsüz Türkiye’ ve Büyük Kalkınma Hamlesi (29.11.2024)
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)