‘Evet’in anlamı ‘ek’ 4.600 dolar
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) Türkiye için hazırladığı özel rapor, eğitim ve yargı alanında sürdürülecek reformlar ile Türkiye'nin Cumhuriyet tarihi ortalama büyüme performansını yüzde 4.7-4.9 bandından, yüzde 5.2-5.7 bandına taşıyacağına işaret ediyordu.
Bu nedenle, 17 Nisan sabahından itibaren, yerli-milli enerji, savunma, ulaştırma, lojistik, bilim ve teknoloji imkânlarına dayalı 'Yeni Türkiye' için, yoğun bir çalışma sürecine girmiş olacağız.
Bu süreç, ekonomi alanında, 'üretim ve istihdam' dostu, imalat sanayisi ve tarımın önemli bir ağırlığa sahip olduğu yeni bir büyüme modelinin de hayata geçirilmesini gerektirecek.
Temel hedef, 2023-2025 dönemi için Türkiye Ekonomisi'nin küresel milli gelir ve küresel ticaretteki payını yüzde 1.5'e çıkarmak yönünde şekillenecek.
Böyle bir hedefi gerçekleştirmek, yerli imkân, kaynak ve beceriye dayalı, verimli bir ekonomik yapıyı oluşturacak bir dönüşümden geçmeyi gerektiriyor. Bu ölçüde bir yapısal dönüşümün vazgeçilmez sacayaklarından birisi ise, siyasi istikrar.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 2011 raporu, siyasi istikrarın ülkelerin büyümesine ortalama 2.4 puan artırıcı yönde yansıdığını göstermekte.
17 Nisan sabahından itibaren kalıcı hale getireceğimiz siyasi istikrar, yüzde 4.9'dan yüzde 5.7'ye çıkacak Cumhuriyet tarihi ortalama büyümesi ile birlikte, 2023-2025 döneminde kişi başına milli geliri 18 bin dolardan 22 bin 600 dolara taşıyacak.
Yani, 'Evet' her bir vatandaşımızın yaşam standardına 4 bin 600 dolar 'ek' zenginleşme olarak yansıyacak. IMF'nin son raporu, 1980'lerden bu yana, gelişmekte olan ekonomilerde, işgücüne yapılan ödemelerin milli gelirden aldığı payın bozulduğuna işaret ederken, Türkiye'de işgücüne yapılan ödemelerin milli gelirden aldığı pay, 1998'de yüzde 28.8 ve 2006'da yüzde 28.5 iken, 2015'te 33.2, 2016'da ise yüzde 36'ya çıkmış durumda. Türkiye, işgücünü fakirleştirerek büyüyen bir ekonomi değil. AK Parti'nin 15 yıllık başarısında, bu temel gerçeği asla atlamamak gerekir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Terörsüz Türkiye’ ve Büyük Kalkınma Hamlesi (29.11.2024)
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)