‘Körfez’le işbirliğinde tarihi fırsat
Bununla birlikte, bu travmaların tam ortasında, birinci ve ikinci kuşak komşu ülkeler arasında, yeni işbirliği fırsatlarının değerlendirebileceği bir sürece girdiğimizi de ifade etmek gerekir. Türkiye'nin kendi coğrafyasında üstlendiği 'kapsayıcı' rol, kuzeyimizde, güneyimizde, batımızda ve doğumuzda yer alan birinci ve ikinci kuşak ülkelerle, ekonomi ve ticaret diplomasisi alanında geliştirebileceğimiz yeni işbirliği fırsatlarını da öne çıkarıyor.
Son 4-5 yıla yoğunlaşan gelişmeler, bilhassa Körfez ülkelerinin Avrupa ülkeleri ve ABD ile ilişkilerini gözden geçirmelerini gündeme getirdi. ABD ve Avrupa coğrafyasına yapılmış yatırımlar, bu coğrafyalarda gerçekleştirilmiş servet edinimleri, Körfez ülkelerinin işadamları açısından bugün ciddi risklerle, ciddi problemlerle karşı karşıya.
Milyarlarca dolarlık yatırım yaptıkları ülkelere kabul edilmek, insanca muamele görmek, yatırımlarına yönelik hukuki haklarını korumak adına beklentilerini karşılamakta giderek zorlanıyorlar. Türkiye ise, coğrafyanın yükselen değeri olarak, yukarıda saydığımız alanların tümüne yönelik olarak, Körfez ülkelerinin yatırımcıları açısından 'güvenilir liman' konumunda. Bu nedenle, nasıl ki Ruslar 16 Nisan referandumundan çıkacak 'evet'in Türkiye'nin coğrafyasındaki kapsayıcı rolünü perçinleyecek olmasının farkındalar, Körfez ülkelerinin yatırımcıları da, referandumdan çıkacak 'evet'in Türkiye'nin 'güvenilir liman' olma rolünü güçlendireceğine eminler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şubatta gerçekleştirdiği ve Bahreyn, Suudi Arabistan ile Katar'ı kapsayan Körfez ülkeleri turu sonrasında, Kuveyt Emiri El-Sabah'ın Türkiye ziyareti de, bölgesine ilham veren ve güçlü bir liderlik ortaya koyan Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında, 100 milyar dolarların üzerinde ortak proje yürütmek adına, tarihi bir fırsatın eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Körfez ülkeleri yatırımcılarının en büyük ümidi, bu yeni sürecin, yatırım yapmaktan ve yaşamaktan fazlasıyla mutlu oldukları Türkiye'de daha uzun kalabilecekleri imkân sağlanması.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Terörsüz Türkiye’ ve Büyük Kalkınma Hamlesi (29.11.2024)
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)