CANLI YAYIN 
2017'nin öne çıkacak iki önemli yeni mega projesi '1915 Çanakkale Köprüsü' ve 'Kanal İstanbul' olacak.
Küresel ekonomik sisteminin bu derece sıkıntı çektiği bir ortamda, Türkiye, faaliyete geçirdiği Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri ile, Avrasya koridorunun dünyanın batısına açılan kapısı olmak adına, en stratejik önemdeki geçiş güzergâhı olmak adına, tarihi adımlar attı. Önümüzdeki gün ve haftalarda temeli atılması beklenen Çanakkale Köprüsü ile, Türkiye 'altın halka' olarak tanımlayabileceğimiz bir küresel lojistik merkezi olacak alanla ilgili son adımı da atmış olacak. Tüm Marmara Bölgesi, Orta ve Kuzey Ege ile, Batı ve Orta Karadeniz'i birbiriyle entegre edecek ve önümüzdeki 10 yılda 10 milyarlarca dolarlık lojistik ve fabrika yatırımı çekecek bir alandan söz ediyoruz.
Ülkemizin sermaye piyasalarının derinleşmesine ihtiyacımız var. Bu derinleşme, ulusal ve uluslararası düzeyde daha fazla kurumsal yatırımcının Borsa İstanbul'da işlem gören mevcut ve yeni sermaye piyasası yatırım araçlarına kaynaklarını yönlendirmesinden geçiyor.
Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim köprüleri ve İstanbul'un 3. uluslararası havalimanı projelerinin menkul kıymetleştirilmesinin, hem de bu projelere yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar için de önemli bir imkân oluşturacağını vurgulamakta. Bu nedenle, Borsa İstanbul'un '1915 Çanakkale Köprüsü' ve 'Kanal İstanbul' projeleri için, şimdiden finansmanının menkul kıymetleştirmesi yönündeki çalışmalarını canı gönülden destekliyorum.
Projelerden GSYH'ya katkı
Uluslararası araştırmalar, Türkiye'nin altına imza attığı mega projelerin ülkenin milli gelirine yıllık bazda yüzde 4-5 katkı sağladığını gösteriyor. Ulaştırma Bakanımız Ahmet Arslan'ın paylaştığı bilgiler, hava yolu taşımacılığındaki koltuk kapasitesindeki her yüzde 10'luk artışın kısa vadeli ekonomik büyümede yüzde 1'lik bir artışa yol açtığına işaret etmekte.
Doğrudan ve dolaylı yaklaşık 200 bin kişiye istihdam sağlayacak olan 3. havalimanı, hane halkı geliri olarak 4 milyar dolar, katma değer olarak ise, milli gelirin yüzde 4.2- 4.9'u arasında bir katkı sağlayacak.
Türkiye'nin tüm mega projelerinin her yıl büyümeye 0.5 ile 1 puan arasında katkı sağlaması, bu projelerin getirilerinin menkul kıymetleştirilmesi ile, Türk Sermaye Piyasası'nın da derinleşmesine de katkıda bulunacak ve Borsa İstanbul'u uluslararası düzeyde üst sıralara taşıyacak.
Bu fırsatı kaçırmayalım.
Küresel ekonomik sisteminin bu derece sıkıntı çektiği bir ortamda, Türkiye, faaliyete geçirdiği Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri ile, Avrasya koridorunun dünyanın batısına açılan kapısı olmak adına, en stratejik önemdeki geçiş güzergâhı olmak adına, tarihi adımlar attı. Önümüzdeki gün ve haftalarda temeli atılması beklenen Çanakkale Köprüsü ile, Türkiye 'altın halka' olarak tanımlayabileceğimiz bir küresel lojistik merkezi olacak alanla ilgili son adımı da atmış olacak. Tüm Marmara Bölgesi, Orta ve Kuzey Ege ile, Batı ve Orta Karadeniz'i birbiriyle entegre edecek ve önümüzdeki 10 yılda 10 milyarlarca dolarlık lojistik ve fabrika yatırımı çekecek bir alandan söz ediyoruz.
Ülkemizin sermaye piyasalarının derinleşmesine ihtiyacımız var. Bu derinleşme, ulusal ve uluslararası düzeyde daha fazla kurumsal yatırımcının Borsa İstanbul'da işlem gören mevcut ve yeni sermaye piyasası yatırım araçlarına kaynaklarını yönlendirmesinden geçiyor.
Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim köprüleri ve İstanbul'un 3. uluslararası havalimanı projelerinin menkul kıymetleştirilmesinin, hem de bu projelere yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar için de önemli bir imkân oluşturacağını vurgulamakta. Bu nedenle, Borsa İstanbul'un '1915 Çanakkale Köprüsü' ve 'Kanal İstanbul' projeleri için, şimdiden finansmanının menkul kıymetleştirmesi yönündeki çalışmalarını canı gönülden destekliyorum.
Projelerden GSYH'ya katkı
Uluslararası araştırmalar, Türkiye'nin altına imza attığı mega projelerin ülkenin milli gelirine yıllık bazda yüzde 4-5 katkı sağladığını gösteriyor. Ulaştırma Bakanımız Ahmet Arslan'ın paylaştığı bilgiler, hava yolu taşımacılığındaki koltuk kapasitesindeki her yüzde 10'luk artışın kısa vadeli ekonomik büyümede yüzde 1'lik bir artışa yol açtığına işaret etmekte.
Doğrudan ve dolaylı yaklaşık 200 bin kişiye istihdam sağlayacak olan 3. havalimanı, hane halkı geliri olarak 4 milyar dolar, katma değer olarak ise, milli gelirin yüzde 4.2- 4.9'u arasında bir katkı sağlayacak.
Türkiye'nin tüm mega projelerinin her yıl büyümeye 0.5 ile 1 puan arasında katkı sağlaması, bu projelerin getirilerinin menkul kıymetleştirilmesi ile, Türk Sermaye Piyasası'nın da derinleşmesine de katkıda bulunacak ve Borsa İstanbul'u uluslararası düzeyde üst sıralara taşıyacak.
Bu fırsatı kaçırmayalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
