Süveyş Kanalı’nda dünyayı etkileyen kaza!..
Ve pazartesi sabahı, yazısı elimdeydi. Merakla okuyacaksınız.
***
23 Mart Salı sabahı dünyanın en büyük konteyner gemilerinden biri olan Ever Given gemisinin Malezya'dan Hollanda'ya giderken Süveyş Kanalı'nda karaya oturması ile başlayan sorun, bu yazıyı yazdığım 28 Mart Pazar gecesi itibarıyla yani 5 gündür çözülmemişti ve kanalın her iki tarafında bekleyen gemi sayısı 300'ü aşmıştı.Öncelikle bir genel hataya dikkat çekeyim.
Geminin ismini yukarıda yazdım..
Ever Given..
Halbuki kazanın gerçekleştiği ilk günden beri hemen hemen bütün Türk TV kanalları ve gazeteleri, geminin adını Ever Green olarak veriyorlar.
Niye peki? Çünkü geminin bordasında (yani geminin yan kısmında) boydan boya, kocaman EVERGREEN yazdığı için.
Oysa o, geminin değil gemiyi işleten firmanın ismi.. Evergreen Marine. Evergreen Denizcilik yani.
Gemilerin isimleri bordalarında değil, baş kısmının her iki tarafında ve kıç kısmında yazar.
Peki, gemi niye karaya oturdu?.
Yabancı kaynaklar kazanın sebebini şiddetli rüzgâr ve kum fırtınası olarak yazarken, Süveyş Kanal Yönetimi Başkanı Osama Rabie, "Ana faktör sadece rüzgâr değil. İnsan hataları ve mekanik arızalar da rol oynamış olabilir" dedi.
Bütün bunlar tabii ki mümkün ama bence asıl sorun, genişliği 200 metre olan kanaldan, boyu 400 metre yani kanalın genişliğinden iki misli daha uzun bir geminin geçiyor olması.
Her ne kadar kanaldan geçebilecek maksimum gemi uzunluğu 400 metre olarak belirlenmişse de, bu boy limiti bence tartışılmalı ki, sanırım bu olaydan sonra da tartışılacak.
Ya bu limit düşürülerek belli uzunluğun üzerindeki gemiler Ümit Burnu'na (Afrika'nın güney ucu) yönlendirilmeli..
Ya da Süveyş Kanalı'ndan geçebilecek en büyük gemi tiplerine, özellikle de Ever Given gibi mega konteyner gemilerine (Çünkü tam konteyner yüklü olanların rüzgâr alan yüzeyleri yelken gibi oluyor) belli sayıda römorkör alma mecburiyeti getirilmeli.
Bildiğim kadarıyla bu geminin kanal geçişi dolayısıyla da kaza sırasında römorkörü yoktu.
Ümit Burnu demişken.. Bazı gemi operatörleri, Süveyş Kanalı'na doğru yolda olan gemilerini 1 haftadan fazla yol yani zaman, dolayısıyla para kaybı olmasına rağmen, Ümit Burnu'na yönlendirmiş durumda ki, bu gemilerden biri de kanalda karaya oturan Ever Given'ın kardeşi olan Ever Greet.
Peki bu gemi 5 gündür niye kurtarılamadı?
Öncelikle gemiyi römorkörler ile çekerek kurtarmayı denediler. Ama kıpırdamadı, çünkü burun çamura saplanmıştı. Sonra sahile konulan vinçler ve kazıcılarla geminin başaltındaki çamurdan kurtarılma çalışmaları yapılmaya başlandı..
Bu arada dün gemide olan 9 bin ton balast suyunun (Geminin dengesini sağlamak için özel tanklara alınan yüzde 30 oranındaki deniz suyu) boşaltıldığı, böylece geminin arkasının yükseldiği, dümen ve pervanesinin çalışmaya başladığı bilgisi geldi. Bugün itibarıyla da iki ilave büyük römorkör daha gelip kurtarma çalışmalarına katılacakmış.
Son olarak başlıktaki konuya, yani "Bu olayın dünyaya etkisi nedir"e bakalım. Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 12'sinin bu kanaldan geçtiğini ve bu blokajın devam ettiği her günün, dünya ticaretine tahmini 9.6 milyar dolar (ki bu saatte 400 milyon dolar demek) zarar verdiğini söylersek size bir fikir vermiş oluruz.
İlaveten dünyada deniz yoluyla nakledilen günde 39 milyon varil ham petrolün günde 1.74 milyon varili (yani toplam miktarın yüzde 5'e yakını) bu kanaldan geçiyor.
Diğer bir husus da 13 milyon varil ham petrol taşıyan 10 adet tankerin kanalın kapanması dolayısıyla Avrupa'ya 15 gün geç gidecek olması.
Bütün bunlar dünyada petrol fiyatlarının bir anda yüzde 7.5 artmasına sebep oldu.
Enerji sektörünün de buna bağlı olarak her gün daha fazla olumsuz etkilenmesi bekleniyor.
Zaten Kovid-19'la sarsılmış ve aksamış supply chain (tedarik zinciri) firmaları da bu yeni gelişmeyle yüksek alarma geçmiş durumdalar.
Bütün bunlara ilaveten konteyner taşımacılığında konteyner sayısının zaten yeterli olmadığı günümüzde, konteynerle taşınan yükler bile dökme yük gemileriyle taşınıyorken, bir de kanalda karaya oturan bu mega konteyner gemisi ve orada bekleyen 300'den fazla gemi, ihracat için gerekli yüz binlerce konteyneri de bağlamış oluyor. Yani sorun sadece kanalın iki ucunda bekleyen gemiler değil, uzak limanlarda konteyner bekleyen yükler de ekonomiye büyük maliyet getiriyor.
4 futbol sahası büyüklüğünde 220 bin grostonluk Ever Given'ın 20 bin konteyner kapasitesine sahip olduğu ve gemideki 110 konteynerde ünlü mobilya firması Ikea'nın mallarının olduğu bilgileriyle yazımı bitirirken geminin en kısa zamanda kurtarılarak bu dünya probleminin çözülmesini diliyorum.
*
Sevgili Can'ın dileği gerçekleşti sevgili okurlar.. Can'ın mailini, bilgisayar başında, gazetedeki köşeme naklederken Ever Given'ın kurtarıldığı haberi iPad'ime düştü..
Geçmiş olsun ama, bugünlerde kullandığımız pek çok malın fiyatında irili ufaklı artışlar görmeye hazır olalım!.
Ikeacılar özellikle..
***
DEMEK Kİ OLUYORMUŞ ŞENOL HOCA!..
Perşembe günü aSpor'da Ender Bilgin Müdürümle yaptığımız programda, ertesi gün de Sabah'ta Şenol Güneş Hocamı çok ağır şekilde eleştirirken açıklamıştım da..
"Bu ülkede spor değil, skor yazarları vardır. Hemen bütün kanallar ve spor sayfaları Hollanda önünde alınan 4-2'lik skora bakıp destanlar yazacak, efsaneler düzecekler.. Özellikle ikinci yarıda ve skor 3-0 iken Şenol Hoca'nın sırf korkaklıktan yaptığı, iki dakikada iki gol yememize sebep olan ve 3-0 önde götürdüğümüz maçı tehlikeye sokan feci yanlışlardan söz eden olmayacak" dedim..
Dediğim gibi de oldu, derken ayni gün öğleden sonra Öcal Ağbimin mesajı düştü telefonuma.. "Skor yazarı Öcal'ın sana cevabını yarın Türkiye'de okuyacaksın.." Okudum tabii. Sevgili Ağabeyim skoru da, Şenol'u da savunuyor ve bağlarken "Eleştirilerinde haklı olabilirsin. Ama iki gün sonra Norveç maçına çıkarken, takıma moral vermek görevimiz" diyordu.
Ben de mesaj attım..
"Norveç maçı 'Testi' Öcal Ağabey.." Testi kırıldıktan sonra yol gösterenlere ne deriz yüzlerce yıldır?.
Testi kırılmadan yol göstermeye cesaret eden tek kişi olduğum için mutluyum.. Benimle tıpatıp ayni düşünen ve ama düşündüklerini benim gibi yürekle yazamayan bazı skor yazarları, Norveç maçının ardından adımı yazmaya cesaret edemeden bana saldırdılar.. Onlara cevabımı perşembe günü Victor Hugo'nun ağzından, Sevdiğim Laflar'da vermiştim.
"Birinin senden nefret etmesinin asıl sebebi, senin gibi olmayı istediği halde, asla olamayacağını bilmesidir."
*
Norveç maçında Şenol Hoca, "Futbol gibi futbol" oynattı takıma.. 3-0 öne geçince, 10 kişiyi getirip 18 çizgimiz üzerine dizmedi. Hollanda bize 20 şut atarken, Haaland ve Sörloth gibi iki forvete sahip Norveç, Uğurcan'ı zorlayamadı bile.
Takım bir ara alışkanlıkla geri çekilir gibi olunca kenardan iki eliyle "Çıkın.. Çıkın" işareti yapan ve "İleri" diye haykıran Şenol Güneş'i izledik. Hatta hücum pres yaptık..
Şenol Hocam, Tıpkı 2002'de olduğu gibi, dünya futbolu gene çıkmazda ve biz, yedeklerine varıncaya dek harika bir kuşak yakaladık..
2002'nin de iyisini yakalama şansı elimizde.. Daha doğrusu senin elinde Hocam..
Yolun ve yolumuz açık olsun!.
Norveç maçı "Örnek" olsun!.
***
MÜZİK... MÜZİK!..
Pazartesiye gene harika başladım. Gene harika bir müzik, pardon klip sayesinde..
Şarkı Barış Manço'nun.. Zalim Sultan..
1985'ten beri dinliyoruz. Klip oğul Doğukan Manço yapımı.. Kemal Başbuğ çekmiş ve Emre Altuğ, Doğukan ve Rus model Aleksandra hem de nasıl şirin oynamışlar..
Emre zaten harika bir müzikal oyuncusuydu.
Doğukan da müthiş. Mahallelerine yeni taşınan güzel kıza hava atmak için birbirleri ile savaşan iki mahalle kabadayısını anlatıyor klip.. Yani öyle güzel anlatıyor ki, 100 kere izleseniz bıkmazsınız, benim gibi..
Yahu, bu Emre ile Doğukan'ı aynen bu klipte canlandırdıkları rollerle, İstanbul'un artık unutulan o özlem dolu mahalle hayatı içinde film yapmak kimsenin aklına gelmez mi?.
Mesela BKM?. Necati Akpınar kardeşim, bu klibi izlememiş olmana imkân yok. Üç senedir dönüp duruyor.
O klibi al, hazır hikâye.. Senaryo yaptır, çek..
Netflix bayılarak oynatır!.
Adı da hazır, müziği de..
"Zalim Sultan!."
***
ORKUN ÜN!..
Orkun Ün!. Giderek okunmaz hale gelen Hürriyet'te ümitlerimi korumama sebep olan gençler var.. Savaş Özbey biri.. Biri de Orkun Ün..
Geçen gün, hafif de dokundurarak (O da sosyal medya emrine girmesin diye) yazmıştım.. Adını yanlış yazmışım iyi mi?. "Onur Erkin!." Yahu böyle bir hata yapmam imkânsız.. Koştum aşağı.. Bilgisayarıma baktım. Aynen.. Yapmışım..
Orkun öyle şirin bir sitem yazısı yazmış ki, "Canın sağ olsun Hıncal Ağabey" diye..
Yaşa Orkun!. Kabul ederim, isim hafızam zayıftır, ama böylesi başıma ilk defa geliyor..
Ama merak etme.. Adını unutsam bile, yazıların hep aklımda olacak, çünkü tiryakisiyim..
***
TEBESSÜM
Bugün Tebessüm, Amerikalı komedyen ve talkşovcu Jimmy Fallon'dan..
Putin nihayet korona aşısı olmuş ve kalkmış evine gitmiş.. Fallon dedi ki..
"Putin enjeksiyon yaptırıp evine giden ilk Rus olarak tarihe geçti. Çünkü Ruslar, enjeksiyon yapıldıktan sonra ya mezara giderler ya da Olimpiyatlara.." (Fallon şakasını yaptıktan sonra bir de izah etti, Amerikan halkı için. Ben etmeyeceğim tabii. Serpil Bacım gerekirse Kemal Biraderi arayabilir.) Tabii Putin şakası yapınca bir de Biden şakası lazım buraya.. Köşeyi dengelemeyi Sevgili Ahmet Hakan kardeşimden öğrendik.. Eee!. Öğrenmenin yaşı yok.
Biden, koronanın ABD ekonomisine yaptığı zararı toparlamak için 3 trilyon dolar bütçe ayırma kararını açıkladı ya.. 3 trilyon dolar!. Nerden gelecek bu para?. Biden "Dev şirketlere büyük vergiler" koyacakmış. Bu haber dünyayı saran o şirketleri fena halde öfkelendirmiş. Örnek veriyor Fallon..
Biden, Beyaz Saray'da uyanmış.. Apple ve iPhone'un ünlü Siri'sine seslenmiş..
"Hey Siri, hava bugün nasıl?." Siri öfkeyle yanıt vermiş?. "Perdeleri aç da kendin bak, b.tch!."
Amerika'nın en yaygın küfrü olan bu kelime ekranda da aynen böyle noktalı çıktı, Fallon aynen telaffuz ettiği halde. Ben size cümleyi tercüme ettim, ama küfrü aynen bıraktım. Çünkü bizim Ceza Yasamızda dost ülke devlet başkanlarına sövmek de suç. Fallon'a ülkesinde güler geçerler ama, ben burada duman olurum, neme lazım!.
***
SEVDİĞİM LAFLAR
İnsanlar köprü kuracaklarına, duvar ördükleri için yalnız kalırlar. Isaac Newton
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En güzel manzara... İnsan!.. (23.11.2022)
- Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. (24.04.2022)
- Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. (23.04.2022)
- Domenec Torrent, hoca moca değil!.. (22.04.2022)
- Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. (21.04.2022)
- Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... (20.04.2022)
- Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! (19.04.2022)
- Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. (17.04.2022)
- Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... (16.04.2022)
- “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. (15.04.2022)