HINCAL ULUÇ

‘Bu takım senin için oynamaz Fatih Hocam!.’

Başlık tırnak içinde.. Çünkü alıntı.. 7 Ocak 2021'de bu köşede çıkan yazımın başlığı.. Tek farkla.. O zaman başlıkta "Fatih Terim" yazıyordu. Şimdi "Fatih Hocam" yazıyor..
Sahaya Belhanda kaptanlığında çıkan ve tarihinin en ruhsuz oyununu oynayan Galatasaray'ın perişan halinin sebebini anlatan özet cümlemdi, bu!.
Şimdi Fenerbahçe'nin de elendiği, meydanın nerdeyse Galatasaray'a kaldığı Alanya Kupa maçının ardından yazıyorum.. Önce bizim medyaya uyup skor yazarlığı yapalım..
"Belhanda'lı Galatasaray: 0 - Alanya:
3."
"Belhanda'sız Galatasaray: 2 - Alanya:
0."
Maçı anlatan Ender Müdürümün anlatmadığı sahneleri anlatalım..
"Belhanda yürüyor.. Belhanda yürüyor.
Belhanda topu kaptırdı, gene yürüyor. O top gol oluyor. Belhanda sırıtıyor.. Belhanda yürütüyor. Belhanda sırıtıyor.." (500 tekrar) Şaka, ironi değil. Maç yayıncısı biziz bu defa.. Tüm maç kaydı elimizde. Ekran karşısına oturalım, Fatih Hocam başta ve Belhandacı medyadan kim meydan okuyorsa, onlar da.. Oturalım ve maçı değil, sadece Belhanda'yı izleyelim.
Sadece onu.. Ne yapmış görelim..

Şimdi bu ruhsuz herife "Yıldız" diyen medya mensupları ve onu Hagi sanıp iki yıldır "Kazanacağım" diye yırtınan Fatih Hocam..
Kendinizi, Galatasaray'a geldiklerinde "Yılın en iyi transferleri" olarak görülen mesela Emre Akbaba, Emre Kılınç ve Ömer Bayram'ın yerine koyun.. Bugün ne haldeler, nasıl düştüler, düşünün..
Fatih Terim kadroyu yaparken önce Belhanda, sonra Feghouli yazıyor, sonra yanlarına mümkün olduğu kadar Türk olmayan 9 isim ekliyorsa, siz sakat ve cezalılar yüzünden takımda 7 eksik varken ancak ilk onbirde yer alabiliyor, maça sonradan girdiğinizde oyunu çevirdiğiniz halde ertesi maç kendinizi gene kulübede buluyorsanız, o Hoca'nın takımı ayrımcılık yapmadan, sempati ve nefretlerini kenara koyarak, adil yönettiğine, formayı hak edene verdiğine inanır, onun için, onun uğruna öldüresiye koşar, mücadele eder, savaşır mısınız?.
Belhanda yüzünden Galatasaray da 10 kişi oynadı Fener maçında.. Hem de ilk dakikadan itibaren..
Alanya maçı da öyle..
Maçın yorumcusu Erman Hocamdı.. Durmadan Belhanda'nın takımı 10 kişi oynattığını söyledi. Keşke öyle olsaydı Erman Hocam. Keşke 10 kişi oynasaydı. O zaman onu adam sanıp pas atmazlar, Galatasaray da top kaybetmezdi, hiç değilse.. Gafil avlanmazdı.
Fatih Terim'in ne adam sarrafı, ne ince maç okuyucusu olduğunu en iyi ben bilirim..
Dandik rakipleri değil, 2 İngiliz, 2 İtalyan, 2 Alman, 2 İspanyol devini geçerek 2000 yılında UEFA Şampiyonluğu ve Süper Kupa'ya uzanan, daha Real'de bile olmayan Avrupa Süper Kupası'nı Real Madrid'den alıp Hasnun Galip'e getiren Galatasaray'ı, o takımın iskelet olduğu Dünya Şampiyonluğunu Şenol Güneş'in korkaklığından kaçırıp üçüncü olan milli takımı o yaratmadı mı?.
Şimdi o Fatih Terim, Alanya maçının ilk yarısını 2-0 yenik kapadıktan sonra, ikinci yarıya üç değişiklikle başlarken, hele takımın en çok koşan ve çırpınan adamı Taylan'ı bile kenara alırken, alay eder gibi değil, "Alay ederek" hâlâ ruhsuz, hâlâ sırıtkan ve hâlâ yürüyen Belhanda'sını oyunda tutarsa, o takım artık "hak edeni değil, sevdiklerini oynatan" hocasına inanır, güvenir, onun için ölür mü?.
Adımı yazmaya cesaret edemeyen yüreksizler, derbi galibiyeti üzerine "Fatih Terim'in istifasını isteyenler bugün ne yapıyor" diye dalga geçtiler benimle.. Benden başka Fatih Terim'i istifaya davet eden olmadığını bile bile.. Ne uyanıklık ama..
İşte hâlâ ayni şeyi yapıyor, Hıncal Uluç..
Hâlâ gördüğünü, inandığını yazıyor.
"Hocam!. Belhanda hastalığından vazgeçmez, onu hâlâ sırtında da değil, başında taşımaya devam edersen, bu takım senin için oynamaz.. Beyinleri 'Oyna' dese de bilinçaltları engeller..
Futbolun en iyi mentörlerinden, birinci sınıf insan sarrafı, Ruh Bilim Doktoru Acar Baltaş'ı tanırsın muhakkak..
Git ona sor..
"Hıncal bunları diyor. Haklı mı Acar Hocam" de, bakalım ne diyecek?.
Ya da Türkiye'de Spor Psikolojisi ve mentörlüğü öncüsü, 2002'deki dünya üçüncülüğünün gizli kahramanı Milli Takım Mentörü Prof. Dr. Turgay Biçer Hocama sor, Fatih Hocam..
"Bu takım benim için oynar mı" de..
Bakalım ne diyecek?.
Fatih Hocam!.
İşe "Temiz" sayfa açarak başlaman gerek.
Temiz sayfada Belhanda adı olmaz!.. Simgesel olacak, takımın her futbolcusunun beynine kazınacak jestini yap.. Onu sil..
Takımı topla.. Özeleştirini yap.. Her türlü hatanı söyle. Kabul et.. "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" de..
İnandır..
Şampiyonluk yolu o zaman açılır Hocam..
Ali Koç'un perişan ettiği, Erol Bulut'un taşıyamadığı Fener'i yenerek değil!.
14 Şubat Pazar günü Fenerbahçe için çırpınan eski Beşiktaşlı Turgay Ciner'in takımı Kasımpaşa'dan başlayarak, her rakibe karşı ölesiye mücadele eden ve "Kazanmak için" oynayan bir takım sahaya çıkararak.
Yani Galatasaray'ı 1996-2000'li yılların o çok iyi bildiğin, o bizzat yarattığın Galatasaray'ı yaparak!.

***


ALİ'YE KAZA.. ARDA'YA CEZA..
Kulübün mahremi soyunma odasında, hem de ezeli rakibi sahasında ikinci defa üst üste yenmenin keyfi ve maç öncesi ısınmak için çıktıkları sahada, başta hocaları isim verilerek yapılan sinkaflı, ana, avrat, bacılara küfür edilmesinin ve bu rezalete o, statta "Devlet"i temsil ederek oturan büyük makamların zerre tepki göstermemesini izlemenin gerginliği içinde yapılan bir gösterinin o heyecanı içinde çekilmiş bir hatıra cep videosuna dayanarak, (Arda, Bireysel Başvuru hakkını kullanıp Anayasa Mahkemesi'ne gitsin. "Bu delil yasal değil. Yok hükmündedir" diyerek iptal eder, Yüce Mahkeme..) Arda Turan'a anında "2 maç ceza"yı yapıştırdı Ali Koç'un Emir Kulu Federasyon'un PFDK'sı..
Ne yapacaktı ki, Zorlu Toplantısı ile aczini kanıtlayan ve o gün bugün Ali Koç'un sözünden çıkmayan Nihat Bey!.
O yasak saatte, o yasak tribüne, o yasaklı insanların hangi gaye ile oraya getirildikleri açıkça belli olduğu halde, önce izin veren, sonra da rezalet on metre yanında devam ederken kılını kıpırdatmayan Nihat Bey, herkese kapalı soyunma odasında, yani takımın mahremindeki bir laf yüzünden Arda'nın alnına iki maçı yapıştırttı. Ali Bey ona da itiraz etti. "Ona başka katılanlar da var. Hepsi ceza almalı" dedi.
"Arda yaparsa ceza.. Ali yaparsa kaza" uygulamasıdır bu, emir kulu Nihat Efendi'nin..
Fener şampiyon olana dek, bu Federasyon böyle devam edecektir, bilesiniz!.

***


MEĞER NEYMİŞ?.
Şansal Büyüka kardeşim, "Maçı taraflardan biri kazansa başka şeyler yazacaktım.
Berabere bitti. Şimdi kontrollü yazıyorum" diye skor yazarlığını itiraf etmişti ya..
Ne demek istediğini Namık Ağbi'den ona miras kalan tam sayfa Milliyet'te gördük de anladık, çarşamba günü.
Sekiz sütuna manşet..
"VAR odasını tilkiler bastı!." Tam sayfasını güya "Haftaya Bakış"ı anlatır gibi, derbiye ayırmış ve Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ın değil, hakemlerin yendiğini anlatmış. Algı malgı değil, alenen, resmen..
Lig TV'nin devi, Maraton programının ruhu Erman Hoca, Aziz Yıldırım'ın emri ile kovulurken, gık bile demeden işine devam eden Şansal "Hakemler eyyamlarını sahada yapar, aynı sahalarda kafalarındaki tilkiler dolaşırdı. Hiç olmazsa milyonların gözü önünde.
Sahalardaki tilkiler şimdilerde VAR odasını bastılar" diye de alt başlık atmış.
Skora göre yazı da tam böyle yazılır işte, Sevgili Şansal!.

***


YAŞASIN SAVCILARIM!.
Dün sabah siz benim köşemde "Peki Savcılarım nerde" başlıklı yazımı okurken, ben de spor sayfamızın manşet altında "Savcılık kayıtlara el koydu" haberini okuyordum. Keyiften, zevkten, neşeden zıp zıp zıplayarak.
Haberde aynen şöyle deniyordu..
"İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da olayla ilgili re'sen soruşturma başlatarak, maç gününe ait kamera görüntülerine el koydu." Hakaret hukuken "Şikâyete bağlı" suçtur.. Ama dikkat edin.. Savcılık Fatih Terim'in şikâyeti üzerine değil, "Re'sen" el koymuş. Yani kamu avukatı olarak..
Bu ne demek bilir misiniz?.
Savcılık şikâyete göre değil, "6222 sayılı Sporda Şiddeti Önleme Yasası"na göre harekete geçmiş. Yani en ufak suçu bulunan dahi, 1 yıl boyunca, Fenerbahçe'nin içeride dışarıda, isterse Avustralya'da olsun, her maçta, başlarken bir, ikinci yarı başlarken bir daha karakola gidip imza verecek. Vermezse yeni bir 6222 suçu işlemiş sayılıp, bir sene daha bu çifte imza cezasını alacak.
Bu korku Ali Koç'tan başlayarak o gün Şeref Tribünü, Loca ve tribünde olan o tüm fanatik rezillere ve onları oraya getirip rezilliklerine seyirci kalanlara yeter..

***


TEBESSÜM
Amerikan Federal Savcısı açıkladı.. "Yılbaşında Noel Baba'nın bacalardan evlere girdiği haberleri geldi. Gelecek yılbaşında da bunu yaparsa, onu haneye tecavüzden dava edeceğim!."
SEVDİĞİM LAFLAR
"Dürüstlük pahalı bir mülktür, ucuz insanlarda bulunmaz." Hz. Ömer

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.