Adalet mülkün temelidir!..
Yargıyı etkileyen ve bir gün öce verilmiş tutuklama veya tutuksuz yargılama kararını sosyal medya baskısı ile anında tam tersine çeviren yargının artık bağımsız olmadığını ve baskı altında kalmaya başladığını yerme yerine, bu alkışa karşı çıktım ve "Adalet mülkün temelidir" dedim.. Antik Mısır'dan beri geçerli bu hukuk deyişini başlık yaparken..
Yaparken de yıllar önce bu köşede yayınlanan ve ayni başlığı taşıyan yazıyı hatırladım.
"Yazıyı" diyorum, çünkü yazan ben değil, sevgili arkadaşım Sunay Akın'dı.. "Bu yazıyı bugünlerde tekrar yayınlamam lazım" dedim, kendi kendime..
O gün, işte bugün.. Söz Sunay'da..
İşte Prusya Kralı Friedrich Wilhelm'in muhteşem yazlık sarayı. Bahçeleri ve göleti dillere destan..
Ama asıl efsane olan, bu sarayın komşusu, en uç köşesinden böyle görünen değirmen ve değirmenci.. O muhteşem efsane, yazıda..
***
1750 yılında, Alman Prusya Kralı Büyük II. Friedrich, Berlin yakınlarındaki Potsdam ormanlarında gezinirken, bir değirmenin bulunduğu alçak bir tepe üstünde durur. Manzara güzel, hava nasıl ferahtır."Yazlık sarayımı burada yapalım" der, sessiz ve sakin kapanıp okumayı çok seven, kütüphanesiyle ünlü kral..
"Değirmeni satın alın. Yıkın yerine saray yapın" der adamlarına..
Adamları değirmenciye gider ve kralın bu isteğini iletirler.
Değirmenci malını satmak istemez.
Kral değirmenciyi huzuruna çağırtır. "Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaça satarsınız" diye sorar...
"Yanlış anlamadım efendim. Adamlarınıza da söyledim. Değirmenim satılık değil" der, değirmenci.
"Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim" diye ısrar eder Kral..
Değirmenci direnir.
"Sen koskoca kralsın, paran çok. Git Almanya'nın istediğin yerinde saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım.
Değirmenin bahçesinde dedemin, babamın mezarları var. Ben de ölünce yanlarına gömüleceğim. Burası bizim aile ocağımız. Satılık değil.."
Sabrı tükenen ve sinirlenen Kral Friedrich ayağa fırlar ve gürler..
"Sen benim Prusya Kralı Friedrich olduğumu bilmiyor musun yoksa?" Değirmenci "Senin kral olduğunu biliyorum. Ama ben de bu değirmenin sahibi Sans-Souci'yim."
Kral öfkeden deli gibi olur.
"Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın. Bakalım o zaman ne yapacaksın?" Değirmenci hiç telaşa düşmez ve tarihe geçecek ve dünyanın her yerinde adaletin sloganı olacak ünlü lafını söyler.
"Sen kralsın ama... Berlin'de hâkimler var!.."
Kral, kendi ıslah ettiği adalet sistemine ve o düzenin yargıçlarına halkın nasıl güvendiğini ve mahkemelere kralın bile laf geçiremeyeceğine inandığını anlar ve adamlarına, ayni tarihe geçen sözünü söyler..
"Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz."
Kral İkinci Friedrich bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve sarayını hemen onun altına inşa ettirir.
Değirmencinin ismini, sarayının da adı yapar..
"Sans-Souci Sarayı..".
Saray ve değirmen günümüzde hala bir "Adalet Simgesi" olarak o tepede arka arkaya duruyorlar.
Ne güzel bir adalet ki.. Kralın arka bahçesinde bir değirmenci olabiliyor.
Ne güzel bir adalet ki, bir kralla, bir değirmenciyi komşu ve dost yapıyor..
Ve belki de sabahları Prusya Kralı II. Friedrich arka bahçeye çıktığında değirmenci seslenirdi ona..
- "Hey Friedrich, sımsıcak ekmek yaptım, göndereyim mi?"
Ve belki, Prusya Kralı II. Friedrich anlatırdı..
"Adalet her sabah bana, taze ve sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi."
***
Sunay öyküyü bitirdi ama sözünü bitirmedi.Devamı, hele bizim için çok özel ve çok güzeldi.
***
Yıllar sonra genç bir Osmanlı subayı, bir yılbaşı gecesi Berlin'de bir davete katılır.
Arkadaşlarına bu hikâyeyi anlatır ve teklif eder..
"Haydi gidelim ve bu sarayı görelim.
Değirmen de hala duruyormuş, sarayın arkasında."
Kimse yılbaşı balosunu bırakıp o soğukta dışarı çıkmak istemez.
Genç subay kararlıdır. Tek başına çıkar gider.
Tek başına bu eşsiz anıta bakar..
O genç subay, Mustafa Kemal'dir.
Ve Kurucu Lider Mustafa Kemal Atatürk, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm mahkeme salonlarında, yargıçların arkasındaki duvara asılacak sözü yazdırır..
"Adalet, mülkün temelidir!"
*
Pazar Neşesi
Pazar Neşemiz, taşınma sırasında bulduğum çok eski bir dosyadan çıktı. 2002 yılında Zuhal Yalçın adlı okur yollamış.. Buyurun..
***
Üç adam ölür ve Cennet'in kapısına gelirler...
Cennet'in kapısında Aziz Piyer, onlara der ki: "Burada tek kural var, ördekleri ezmeyeceksiniz."
Adamlar bir şey anlamaz ama Cennet'e bir girerler ki her taraf ördeklerle dolu adım atacak yer yok.
İçlerinden biri yanlışlıkla bir ördeğin üstüne basar, anında bir melek gelir.. Yanında da görüp görebileceğiniz en çirkin kadın...
Melek "Sen ördeklerden birini ezdin, ceza olarak bu kadınla seni sonsuza kadar birbirinize bağlıyorum" der ve onları zincirle birbirlerine bağladıktan sonra gider."
İkinci gün adamlardan biri daha yanlışlıkla bir ördeğe basar. Anında melek çok çirkin bir kadınla gelir ve onu da zincirle ikinci adama bağlar...
Üçüncü adam tek başına kalır. Arkadaşlarının başına geleni gördüğü için çok dikkatle, ördeklere basmadan çevreyi dolaşmaya başlar.
Aylar geçer, adam tek bir ördeği ezmemiştir. Bir gün bakar ki melek ona doğru geliyor, yanında da son derece güzel bir kadın.. Melek hiçbir şey söylemeden güzel kadını adama zincirler ve gider.
Adam bu işe çok şaşırır, çok da sevinir ve düşüncesini kadına söyler..
"Seni hak edecek ne yaptım acaba?"
Kadın "Onu bilmem" der.. "Ama ben bugün bir ördek ezdim."
*
Latin Sözleri
"Esse quam videri bonus malebat!"
"İyi görünmektense, iyi olmayı yeğle!"
Sallustius
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En güzel manzara... İnsan!.. (23.11.2022)
- Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. (24.04.2022)
- Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. (23.04.2022)
- Domenec Torrent, hoca moca değil!.. (22.04.2022)
- Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. (21.04.2022)
- Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... (20.04.2022)
- Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! (19.04.2022)
- Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. (17.04.2022)
- Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... (16.04.2022)
- “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. (15.04.2022)